Terör örgütü PKK’nın
Avrupa ve
Kandil sorumlularının,
Abdullah Öcalan’ın çözüm önerileriyle ilgili mektuplarına verdiği yanıtların önceki gün devlet yetkililerine ulaştığı ve 3.
BDP heyeti daha belirlenmeden
İmralı’ya ulaştırıldığı öğrenildi.
İstanbul’da istirahat eden Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve MİT Müsteşarı
Hakan Fidan’la yaptığı 2,5 saatlik görüşmenin de ulaştırılan mektuplarla ilgili olduğu bildirildi.
Mektuplar gittiDemirtaş, dün bir
grup gazeteci ile BDP Genel Merkezi’ndeki makam odasında sohbet etti. Demirtaş, Öcalan’ın PKK’nın Kandil ve Avrupa ayağı ile BDP’ye yönelik gönderdiği mektuplarının yanıtlarının devlet yetkililerine teslim edildiğini belirterek, “Yanıtlar bize ulaştı. Heyet gitmeden İmralı’da hazırlık yapılması için yetkililere teslim ettik. Dün (önceki gün) ulaşmış olması lazım” dedi. Demirtaş’ın bu sözleri, Erdoğan’ın Ergin ve Fidan ile yaptığı görüşmenin de mektuplarla ilgili olduğu, süpriz zirvede İmralı’ya verilmeden önce mektupların değerlendirildiği şeklinde yorumlandı. Mektupların İmralı’ya gönderilmesi de BDP’nin Öcalan’ın yazdığı mektupları ve bu mektuplara gönderilen yanıtları İmralı’da doğrudan almadıklarını, bu konudaki aracılığı MİT’in yaptığını ortaya koydu.
Sadece 13 sayfaÖrgütün Avrupa ayağının mektubu 7 sayfadan oluşurken, BDP ile Kandil ise 3 sayfa tutan iki ayrı mektup kaleme aldı. Böylece üç mektup, beklenenden çok daha kısa ve toplam 13 sayfadan oluştu.
Demirtaş, mektupların içeriği ve uzunluğu konusunda bilgi vermezken, “Kürtlerin uzun yazması daha önce espri konusu olmuştu. Ama bu kez mektuplar uzun yazılmadı” diye espri yaptı.
Heyet de gitmeliDemirtaş, Öcalan’ın mesajlarını
Nevruz’da vermek istediğini belirterek, “Heyetle ilgili biz sorduk. İki gündür
soruyoruz ama hala yanıt almadık. Bizim beklentilerimizi zaten biliyorlar. Eşbaşkanların içinde olduğu bir heyet de
olabilir, eski heyet de gidebilir. Sanırım Nevruz öncesi bir heyet gidip gelecek” diye konuştu ve hükümete çağrı yaptı.
Demirtaş, Öcalan’ın PKK’nın
Türkiye’den çekilmesi konusunda oluşturduğu takvim çerçevesinde son günün 16
Haziran 2013 tarihi olarak belirlendiğini ilişkin haberlerin sorulması üzerine, şunları söyledi:
“En azından bu kısmı ile ilgili, 16 Haziran tarihiyle ilgili
kesinlikle yanlış olduğunu söyleyebilirim. Bu işin mantığı yok. Nasıl çıkacaklar? Koşarak mı çıkacaklar, ne yapacaklar? Ta
Erzurum’da olan var,
Hakkâri’de olan var. 16 Haziran’da çıkamayan ne olacak,
kalacak mı? 17 Haziran’da kalmış mı olacak? Mutlaka bir takvim vardır ama bir gün koymak mantıklı değil.”
Demirtaş, BDP’nin mektubunun içeriğinin sorulması üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
“Bizim, DTK ve görüşme yaptığımız tüm çevrelerin ortak kanaati şudur ki tümüyle bu sürecin arkasındayız. Tereddütsüz bir şekilde arkasındayız. Sürecin ilerlemesi için de üzerimize düşen tüm misyonu, görevi yürüteceğimizi de biz belirtiyoruz. Bu sadece yazdığımız cevap mektubunda yer alan bir husus değil. Sadece
sayın Öcalan’a verdiğimiz cevap değil. O cevaplar hükümet tarafından da okunuyor. ”
‘Stratejik değişiklik şart’Demirtaş, Öcalan’ın çağrısıyla ilgili tahminde bulunurken, şöyle bir çerçeve çizdi:
“Silah bırakılması meselesi önemli ve kritik bir konu. Fakat Gültan (Kışanak) Hanım da belirtti. Bu eylemsizlik, geri çekilme, silah bırakma meselesi, konjonktürel olarak kanın durması açısından çok önemli. Bu beklentilerin artık hayat bulması gerekiyor. Bütün Kürtlerle, Türklerin değil ama Türk Devleti’nin ilişkisinin yeniden dizayn edilmesi gerekiyor. Bu dizayn yapılabilir mi? Bu taktik olan ateşkesten çok daha öte bir çağrı, staratejik bir çağrı olabilir bu nedenle. Devlet de artık Kürt-Türk ilişkilerinde stratejik bir değişiklik olması gerektiğini düşünüyor.”