Proje etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Proje etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

müthiş proje! Şükrü Saracoğlu'nun yeri değişiyor

JAN29

Fenerbahçe Kulübü Başkan Adayı Hulusi Belgü, 26 Ekim'de yapılacak olağanüstü genel kurul öncesi basın mensuplarıyla yemekte buluştu.
Başkan seçilmesi halinde hayata geçireceği projeleri açıklayan Hulusi Belgü'nün en dikkat çekici sözleri ise stat ile ilgili olanlardı...

Müthiş proje! Şükrü Saracoğlu'nun yeri değişiyor

Yeni stat yapıldıktan sonra Şükrü Saracoğlu Stadı'nın şu an bulunduğu yer ise, insanların aynı zamanda alışveriş de yapabileceği sosyal bir alana dönüştürülecek. Burada yeşil alan ve rezidanslar yer alacak.
Belgü, stat projesinin sebebinin gelirleri artırmak olduğunu belirterek "Mevcut stat 15 yıldır var, 5 yıl sonra yetmeyecek. Hatta şimdiden yetersiz geliyor" diye konuştu.
Belgü "Bu seçim öncesinde dostlarımla, arkadaşlarımla bir toplantı yapmak istedim. Fenerbahçe için ne yapmak lazım diye konuşmak için bir aradayız. Kafamda her Fenerbahçeli gibi, her zaman başkanlık vardı. Yaklaşık bir hafta önce de bu adımı attım ve aday olmaya karar verdim. Fenerbahçe Kulübü Başkanlığa aday olduğum bu dönemde sırtımda 2 yıllık disiplin kurulunun verdiği bir cezam var. Bu ceza Fenerbahçe genel kurul üyelerinin verdiği bir cezaydı. Bu hafta da oylama yapılacak ve eğer genel kurul üyeleri 'yine ceza alsın' derse, belki de adaylığım düşecek. Ama ben üyelerimizin böyle bir oylamada cezanın kalkması lehine karar kullanacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Fenerbahçe kulübünün bir ekip olarak yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Hulusi Belgü, şunları söyledi: "Fenerbahçe'de tek adam ile yönetilmek bizi çok zorluyor. Kulübümüzün bir ekip olarak yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çok yakında da 'Biz Fenerbahçe’yiz' adı altında bir internet sitesi kurarak projelerimizi çok detaylı bir şekilde paylaşacağız. Statla ilgili bir projemizde var. Yeni stadımızı yapıp, Kadıköy'de olmak şartıyla oraya taşınacağız. Çünkü biz Fenerbahçe'nin devlete stat borcu olduğunu düşünüyoruz." Aziz Yıldırım'ın çok yıprandığını ve yorulduğunu düşündüğünü belirten Belgü, "Bizim önümüzü açması lazım. Aziz Yıldırım başkanlığı bıraktığında onun ve kulübün haklarını zaten koruyacağız" dedi.

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Erdoğan'dan milyarlarca dolarlık proje için flaş açıklama

JAN29

Erdoğan'dan milyarlarca dolarlık proje için flaş açıklama

Japon gazetesinin sorularını yanıtlayan Erdoğan, nükleer enerji santrali konusunda Türkiye ile Japonya arasında anlaşma imzalama noktasına geldiklerini ifade etti.

Erdoğan'dan milyarlarca dolarlık proje için flaş açıklama
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarda kullanılan kimyasal silahların Esed yönetimine bağlı güçler tarafından kullanıldığını belirterek, "ABD ziyaretim esnasında Başkan Obama ile ikili görüşmemizde kimyasal silah konusunu da ele alacağız. Bunu Esad rejiminin kullandığı açık. Muhalefet karada üstün fakat rejim, kimyasal silah, savaş uçakları ve helikopterler kullanıyor. Rejimin muhalefetten tek önde olduğu alan hava üstünlüğü" dedi.


Başbakan Erdoğan, Japon Nikkei gazetesine verdiği röportajda, gündemdeki konuları değerlendirdi.

Yöneltilen soruları cevaplayan Erdoğan, nükleer enerji santrali konusunda Türkiye ile Japonya arasında anlaşma imzalama noktasına geldiklerini ifade etti. Erdoğan, "Japonya ile hükümetler arası anlaşmayı imzalama aşamasına geldik. Karadeniz kıyısındaki Sinop’ta nükleer santrali Japonya ile yapacağız. Japonya depreme karşı tecrübe ve know how sahibi. Çevreye olan duyarlılık konusunda da ileride. Fransız Areva’nın da teknolojik gücü yüksek. 3. santral için yer belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Japonya ile çalışmaya açığız. Nükleer santral inşasında planlamadan inşaatın tamamlanmasına kadar geçen süreyi 7 yıldan aza indirmemiz gerektiğini düşünüyorum. 2030 yılında toplam elektrik üretimimizin en az yüzde 15’ini nükleer enerjiden elde etmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Japonya’nın asma köprü, tüp geçit, uydu gibi alanlarda işbirliği içinde çalıştığına dikkati çekerek, ekonomi ve sanayi alanında işbirliğini daha da artırmak istediklerini kaydetti. Erdoğan, şunları ifade etti: "Japonya ile beraber yapabileceğimiz çok şey var. Boğaziçinde 3. Köprü inşası başladı ve İstanbul’da yeni bir havalimanını ihale edeceğiz. 1. aşamada yılda 100 milyon yolcu kapasitesi ile dünyanın en büyük havalimanlarından birini inşa edeceğiz. İstanbul’un batısına bir kanal inşa etmek için de hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Japonya, Türk şirketleri ile beraber havalimanı ve kanal projelerine katılsın isteriz. Hızlı tren ağı oluşturulmasına yönelik altyapı yatırım planımız da var." -Suriye’deki kimyasal silahlar- Başbakan Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarda kimyasal silah kullandığına ilişkin bilgilerin, ABD Başkanı Barack Obama tarafından da dile getirildiğini hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: "16 Mayıs’ta ABD ziyaretim esnasında Başkan Obama ile ikili görüşmemizde kimyasal silah konusunu da ele alacağız. Bunu Esed rejiminin kullandığı açık. Muhalefet karada üstün fakat rejim, kimyasal silah, savaş uçakları ve helikopterler kullanıyor. Rejimin muhalefetten tek önde olduğu alan hava üstünlüğü. Rejim artık son demlerinde fakat rejimin ne zaman yıkılacağını bilemeyiz. Bu aniden oluşacak bir durum olur. Uluslararası toplum geçiş sürecini mümkün mertebe hızlandırmak durumundadır."http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Dünya tarihinin sayfalarını değiştirdi

JAN29


Dünya tarihinin sayfalarını değiştirdi

İstanbul’un iki yakasını birleştirmeyi amaçlayan bir ulaşım projesinin dünya tarihinin sayfalarını değiştireceğini kim tahmin edebilirdi ki? Antik dünyanın bilinen en büyük gemi limanının bu sayede bulunacağını, dünyanın en eski 'toplu' ayak izlerinin bu proje için yürütülen çalışmalarda ortaya çıkacağını... İnsanlık tarihinin en zengin Neolitik Çağ (Cilalı Taş Devri) buluntularını barındıracağını...

Dünya tarihinin sayfalarını değiştirdi
Marmaray projesinin hayali, 1902 yılına kadar uzanıyor. Boğaziçi'nin altına yapılan tüp geçit ile Asya ve Avrupa’yı denizin dibinden birbirine bağlayan, kara üzerinde 30’dan fazla istasyonla İstanbul’a alternatif bir ulaşım güzergâhı yaratan bir ulaşım projesi. Böyle bir ulaşım projesinin hayali 20. yüzyılın başına kadar uzansa da ancak 2004 yılında somut adımlar atıldı. 76 kilometrelik bir güzergâh çizildi. Bunun 13 kilometresi denizin altında.

Fakat binlerce yıllık tarihiyle ve kültür birikimiyle dünyanın gözdesi olan İstanbul’un 'altı' elbette boş değildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın  yaptığı bir açıklamada “çanak çömlek” olarak dile getirdiği arkeolojik bulgular yerin 12 metre altında gün yüzüne çıkma şansına erişmişti.

Erdoğan, “Basit çanak çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi,” derken yiten zamandan dem vuruyor ama zamanın akışında dönüm noktalarından birini belli ki şimdilik o kadar önemli bulmuyordu. Kazıları yakından takip edenlerin verdiği bilgilere göre bazı kazı alanları, yapılan çalışmalar “yeterli” görülerek kapatıldı.  Bu durum bazı bilim insanları tarafından normal karşılanırken, diğerleri “hükümetin baskısından” söz ediyor.

Çünkü Başbakan bundan iki yıl önce de arkeolojik buluntulara “tepkisini” dile getirmişti: “Sürekli yok arkeolojik şey, yok çömlek çıktı, yok şu çıktı bu çıktı ile önümüze engeller koydular.”
İstanbul'un yerleşim tarihi yeniden yazılıyor
Erdoğan, şu an protokolü yenilendiği için durdurulmuş olan Yenikapı kazılarının yeniden başlamasının beklendiği bir dönemde “çanak çömleği” neden gündeme getirdi bilinmez ama buluntuların değeri elbette tartışılmaz.

Kültür Bakanlığı’nın yaklaşık 10 yıldır yürüttüğü ve 60 bin metrekarelik bir alana yayılan kazılarda ortaya çıkarılanlar, İstanbul’un yerleşik yaşama geçiş tarihini bir kere daha teyit ediyor. Dünyanın en büyük gemi filosu buluntusunu gün yüzüne çıkarılıyor ve bundan 8500 yıl öncesindeki yaşamın eşsiz ipuçlarına erişiliyor. Arkeologlar Derneği İstanbul Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü'nde öğretim üyesi Doç. Dr. Necmi Karul, buluntular sayesinde elimize geçen yeni bilgileri anlatıyor: “İstanbul’daki yerleşik hayatın bugünden 8500 yıl öncesine dayandığını Yenikapı kazıları bir kez daha kuvvetli bir şekilde teyit etmiş oldu. 50’li yıllarda Fikirtepe, 80’li yıllarda Pendik’te yapılan kazılarda yerleşimin bu kadar eskiye dayandığını biliyorduk ama Yenikapı bize bunu bir kere daha gösterdi.” Yenikapı kazısı sayesinde bulunan 36 gemiden oluşan gemi filosu ise dünya literatüründe belki de bir ilk. Hem buluntuların sayısının çokluğu hem dokuların bozulmadan kalmış olması büyük bir şans olarak görülüyor.

Yüzyıllar boyunca kullanılmaya devam eden Yenikapı limanının büyüklüğü ve tarihi hakkında bilgi vermesi açısından önemli. Bilim insanları ve arkeologlar, Constantinopolis’in Theodosius Limanı’nın, bu antik kentin 4 ile 7. yüzyılın başlarındaki en büyük ticari ulaşım merkezi olduğunu belirtiyorlar. Karul, “Bu gemiler sayesinde, İstanbul’un dünya ticaret sistemi içindeki yerini, ticareti yapılan nesneleri bilme şansımız” olduğunu söylüyor.

Avrupa tarihi buradan geçiyor
Bunun yanında Bizans Dönemi'ne ait, 13. yüzyıla tarihlenmiş kilise kalıntısının, proje bitiminde tekrar kurulmak üzere duvarları kesilerek kaldırıldığı verilen bilgiler arasında. Karul, Neolitik Çağ'ın, endüstri devrimine kadar olan dönemde yaşam biçimlerini belirleyici nitelikte olduğunu belirtiyor ve bu nedenle bu döneme ait buluntuların tarihi anlamak için önemli olduğunu vurguluyor.

Avrupa tarihi açısından da Anadolu’dan kültür aktarımını anlamaya yardımcı olacağını söylüyor. Bunun yanında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre Yenikapı kazılarında Neolitik Çağ'dan başlayıp, kesintisiz olarak günümüze kadar ulaşan ve kent tarihine ışık tutan 35 bin eser belgelendi.

Hayvan kalıntıları müzeye
Yine Yenikapı’daki kazırlarda ortaya çıkan hayvan kalıntılarının bir müzede sergileneceği söyleniyor. Neolitik Çağ'dan kalma yemek kalıntıları, dönemin insanının ne yediğini veya hangi gıda maddelerinin ticaretinin yapıldığını ortaya çıkarması açısından eşsiz.
Dünyanın önde gelen bilim insanlarını heyecanlandıran ve büyük bir bilgi hazinesi sunan bu kazılarla tarih bilgimiz ne kadar değişecek henüz bilmiyoruz. Ama bu çalışmaların yukarıda bahsettiğimiz küçük bir kısmı bile ortaya çıkan buluntuların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İstanbul’un taşının, toprağının altın olmadığını geçen yıllar bizlere öğretti ama toprağının derinliklerinde büyük hazineleri gizlemeye devam ettiği kesin.

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

jet Fadıl'ın oteline Cübbeli Ahmet Hoca'dan 'caizdir' fetvası

JAN29

et Fadıl'ın oteline Cübbeli Ahmet Hoca'dan 'caizdir' fetvası

Jetpa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Akgündüz, Caprice Gold Sarayı'nın önümüzdeki yıl Haziran ayında hizmete açılacağını söyledi

Jet Fadıl'ın oteline Cübbeli Ahmet Hoca'dan 'caizdir' fetvası
Otel şantiyesine kurulan bir çadırda gerçekleşen dua toplantısına, 34. Osmanlı Padişahı Sultanİkinci Abdülhamid Han’ın 3. kuşak torunu Harun Osmanoğlu, Mustafa Özşimşekler hoca ve 5 bin'e yakın davetli katıldı.

5.000’e yakın misafirin katıldığı davet, Cübbeli Ahmet (Ahmet Mahmut Ünlü) Hoca'nın Aşir okumasıyla başladı. Daha sonra söz alan Caprice Grup Yönetim Kurulu Başkanı M.Fadıl Akgündüz, "Bundan 2 yıl önce 29 Mart 2011 tarihinde bulunduğumuz seviyeden tam 50 metre aşağıda, Caprice Gold'un temellerini atarken, Cübbeli Ahmet Hocamız gelmiş ve o temel atmayı gerçekleştirmiştik. Tabii ki bazı medya gruplarının 'bu proje olmaz, bu hayali bir projedir' demelerine rağmen, büyüklerimizin himmetleri ve sizlerin dualarıyla bugün binamızın kaba inşaatıyüzde 100 tamamlanmış ve cephe kaplamaları 4 ay içinde tamamlanacak ve önümüzdeki Şubat ayı içinde binamız inşallah hazır olacak” dedi.

Daha sonra tamamlanan inşaatla ilgili bilgiler veren Akgündüz, “Dünyanın en fazla demir kullanılan binası Caprice Gold. 165 bin 000 metrekarelik inşaatta, 44 bin ton demir kullanılmıştır. Normalde bu rakam, 10 bin - 12 bin olması gerekirken, Allahın izni ile depremlere tedbir alıyoruz. Takdir Allahü Teala'nın. Kıyamet olmadığı müddetçe dayanacak bir bina yapıldı burada. 50 metre aşağıdan 100 metre yukarıya kadar vidalanarak tek çubuklar halinde demirler bağlandı. Böyle sağlam bir saray yaptık. Nasıl ki ecdadımız Rumeli Hisarlarını asırlarca önce yapmış ve bugün ayakta duruyorsa, biz de bu kaleyi, Hocamızın ifade ettikleri gibi, İslamın bu Kalesi'ni böyle güçlü bir şekilde yaptığımız için programın takviminde bazı değişiklikler oldu. Ama proje ilerliyor. Sonuca doğru geliyoruz. Ve sizlerin de bugüne kadar olduğu gibi, destekleriyle Allah'ın izni ile hem bu projeyi bitireceğiz hem de devamında bazı yeni projeler olacak" dedi.

"BURASI, İSLAM ALEMİNİN MERKEZİ OLACAK"
Daha sonra sohbet bölümünde, Cübbeli Ahmet Hoca, İslami ilkelere göre hizmet sunacak otel yokluğundan dolayı Caprice Gold projesine temelinden beri sıcak baktığını ve gayesinin de reklam yapmak değil, İslama hizmet etmek olduğunu belirterek, burasının tamamlandıktan sonra, dünyada İslama hizmet eden tüm alimlerin kalesi olacağını belirtti.

Ünlü, “Buradan yer satın almak caiz midir? Ben size fetva veriyorum, caizdir. Önceden kira almanız da helaldır. Bunları internette yayınladık. Fetvanın detaylarını da anlattık. En son İsmailağa Fıkıh Heyeti ile de görüşerek, her dört mezhebe uygun hale getirdik. Ben sana al alma demiyorum. Emlakçılık yapmıyorum. Fetva soruyorsan, hocalık yapıyorum. Caizdir diyorum sana ben. Buradan ne beklentim var? İslam Aleminin alimlerinin tümünü çağırabileceğim, yatırabileceğim, yedirip içirebileceğim bir yerim olacak. Böyle bir Sarayımız olacak inşallah. Ben bu dertteyim” dedi.

28 ŞUBAT MAĞDURLARIYIZ
Daha sonra, kendisi ve Fadıl Akgündüz ile ilgili eleştiri ve karalama kampanyalarına cevap veren Cübbeli AHmet Hoca, “Fadıl Bey de 28 Şubat sürecinin mağduru. Bütün İslama bir çelme takıldı. Bu adamın bütün mallarına, mülklerine el konuldu. Hepiniz namaz kılan adamlarsınız. Elinizi vicdanınıza koyun da, öyle düşünün. Yapamıyorsunuz, edemiyorsunuz demeyin. Bakın izin verilen proje bugün bitmek üzere. Yeni projelere de izin alınacak inşallah. Ben de takip ediyorum. Ben de merak ediyorum. Ümmet meselesi bunlar. Şahıs meselesi değil. 28 Şubat mağduru bizlere karşı şu işi beceremediniz, bu işi beceremediniz, şura tıkandı bura kapandı demeye kimsenin hakkı yoktur. Bize yol verin bakalım da, yapmıyorsak o zaman konuşun. Allah rızası için iftira yapmayın. Müslümana iftira haramdır” diye konuşmasını tamamladı. http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Öğretmenler bu ilden ayrılmak istemiyor!

JAN29

Şırnak Valiliği'nin hayata geçirdiği proje sayesinde öğretmenler artık ilden ayrılmak istemiyor.

Öğretmenler bu ilden ayrılmak istemiyor!
Şırnak Valiliği'nin kırsal bölgelerde 150 gün gibi çok kısa bir sürede inşa ettiği 400 adet dayalı döşeli ve kaloriferli ikamet merkezleri görenleri şaşırtıyor. Şırnak'ın kırsal bölgelerine atanan öğretmenler yanlarında valizlerinden başka bir şey getirmeden kendileri için her detayın düşünüldüğü bu ikamet merkezlerinde barınıyor. Gelişmiş kentlerin köylerinde bile olmayan bu ikametlerin Şırnak gibi etrafı geçit vermeyen dağlarla çevrili kentin köylerinde kısa bir sürede inşa edilmesi bir başarı öyküsü olarak değerlendiriliyor.

 Vali Vahdettin Özkan'ın Şırnak'a ilk atandığı dönemde gerçekleştirdiği bir köy ziyaretinde; köy okulunda görev yapan bayan öğretmenlerin kalacak yer bulamadıklarından şikayetle merkeze tayin istemeleri, Eğitim İkamet Merkezi Projesi'nin fitilini ateşledi. Böyle bir durumda, büyük öncelik tanıdığı kırsal kalkınmada eğitim seferberliğini gerçekleştiremeyeceklerini anlayan Vali Özkan, hemen kaynak aramaya koyularak, Milli Piyango İdaresi'ne ulaştı. Vali Özkan, Eğitim İkamet Merkezi Projesi'ni ilgililere anlatınca destek buldu. Milli Piyango'nun reklam için ayrılan ödeneğinden verilen bütçeyle, 42 merkezde 150 günde 400 dayalı döşeli Eğitim İkamet Merkezi yaptırılarak hizmete sunuldu. ÇEKİLİŞSİZ KURASIZ PİYANGO
BAŞARI ARTACAK
Köy okullarındaki devamlı öğretmen değişimi, okullarda öğrenim gören öğrencilerin eğitim faaliyetleri üzerinde olumsuz bir etki yapıyordu. Bu projeyle, şehre gelir gelmez ayrılmayı düşünen öğretmenler dönemi sona erdi. Motivasyonunu sadece eğitime ayıran öğretmenlerin yetiştirdikleri öğrencilerle projenin meyvelerinin kısa sürede alınacağı belirtiliyor.
İnşa edilen merkezlerin girişinde bulunan çok amaçlı salonlar köylerde yaşayan vatandaşların da uğrak yeri. Belirli günlerde gelen uzmanlar köylülere başta sağlık olmak üzere, eğitim, tarım vb. konularda bilgilendirip eğitim verecek. Böylelikle Eğitim İkamet Merkezi Projesi adına uygun bir işleve kavuşacak.http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Başbakan'a verdiği sözü tuttu

JAN29

Bundan 6 yıl önce yerli spor otomobil Etox’u üreten Ercan Malkoç, Başbakan Erdoğan’a verdiği sözü tuttu ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile birlikte Etox’un elektrikli modelini geliştirdi. 

Türkiye’de üretilen ilk elektrikli spor otomobil olan Etox, yaklaşık 20 ayda geliştirildi. Tam dolu şarj ile 180 kilometre yol gidebilen Etox, saatte 170 kilometre hıza çıkabiliy0

Başbakan'a verdiği sözü tuttu
Erteks Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Malkoç’un, yerli bir otomobil markası oluşturma hayali, bundan 6 yıl önce yurt dışında katıldığı bir otomobil fuarında başladı. Fuarda, dünyaca çok ünlü lüks bir spor otomobili denemesine izin verilmeyen Malkoç, Türk malı bir spor otomobil geliştirmeye karar verdi. Türkiye’ye döndükten sonra bu konuda çalışmalara başlayan Malkoç, kısa bir süre içerisinde yerli spor otomobil Etox’u üreterek, 2007 yılı Zafer Bayramı’nda tanıttı. Bu hedefi kendine yeterli görmeyen Malkoç, daha sonra yerli elektrikli otomobil geliştirmeye karar verdi ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın San-Tez Projesi kapsamında, ODTÜ ile birlikte elektrikli Etox’u geliştirdi.
Oynat


Malkoç, AA muhabirine, elektrikli otomobil geliştirmeye nasıl karar verdiklerini anlattı.

İlk Etox’u ürettikten sonra, toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kırşehir’de birtoplantıda karşılaştıklarını ifade eden Malkoç, şunları söyledi: ”Sayın Başbakanımız yerli otomobil Etox’u geliştirdiğimizi öğrenince çok ilgilendi. Bize, fosil yakıtlı araçlarla zaman kaybetmememizi öneren Sayın Başbakanımız, ’Bu konuda dünyadan çok geriyiz. Bunun yerine elektrikli otomobile yönelin’ dedi. Elektrikli otomobil çalışmalarını yeni başladığını, bunun Türkiye’nin otomobil sektöründe dünyayı yakalayabilmesi için önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Biz de bunun üzerine Sayın Başbakanımıza, elektrikli otomobil yapmaya söz verdik.” Başbakan Erdoğan’ın, yerli elektrikli otomobil üretme konusundaki sözlerinin kendilerini kamçıladığını anlatan Malkoç, hemen çalışmalara başladıklarını ifade etti. Bu süreç içerisinde yerli bir elektrikli motor ve batarya üretmesi için ayrı iki firmayla anlaştıklarını belirten Malkoç, yerli elektrikli motor çalışmalarının son aşamaya geldiğini, çok kısa bir süre içerisinde tamamlanacağını bildirdi.

Daha sonra, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın San-Tez Projesi kapsamında ODTÜ ile elektrikli otomobilin geliştirilmesi çalışmalarına başladıklarını belirten Malkoç, 20 aylık bir çalışmanın ardından elektrikli Etox’u ürettiklerini kaydetti.

Elektrikli Etox’u, iç piyasaya sipariş yöntemiyle yapmayı planladıklarını ifade eden Malkoç, ”Başbakanımıza verdiğimiz sözü yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz” dedi.

-”Elektrikli hafif ticari araçta seri üretime geçmeyi hedefliyoruz”-
Bugüne kadar prototiplerini geliştirdikleri araçlardan elde edilen bilgi, mühendislik ve tecrübeleri kapsamında ve yeni üretim tesisinin kurulması, nitelikli personelin kadrolarına dahil olmasıyla, elektrikli spor otomobilin yanı sıra hafif ticari sınıfta elektrikli bir otomobil üzerinde çalıştıklarını belirten Ercan Malkoç, çok kısa bir süre içerisinde yerli motora sahip bu aracı tanıtacaklarını bildirdi.

Sertifikasyon testleri devam eden ve herşeyiyle yerli üretilecek mini ticari aracın, bir şehir içi arabası olacağını ifade eden Malkoç, bu aracın tam dolu batarya ile 150 kilometre gidebileceğini ve saatte 100 kilometre azami hıza sahip olacağını söyledi. Elektrikli hafif ticari aracın seri üretimini planladıklarını anlatan Malkoç, seri üretimi gerçekleştirecekleri tesisin de neredeyse hazır hale geldiğini belirtti. Malkoç, ”Ülkemiz için önemli bir ihtiyaç olduğunu düşündüğümüz Elektrikli Hafif Ticari araç satışlarına yoğun bir şekilde başlamayı hedeflemiş bulunmaktayız” dedi.

Bu araçtan şimdilik yılda 1.000 adet üretmeyi hedeflediklerini aktaran Malkoç, üretimi artırabilmek için ilgili kurumlardan destek beklediklerini dile getirdi. Malkoç, bu araçta kullanılacak ve tamamlanma aşamasına gelen yerli elektrikli motorun, daha yüksek güce sahip olanını da Elektrikli Spor Etox’ta kullanacaklarını kaydetti.

-”İstanbul’a 5-6 liralık maliyetle gidebileceksiniz”-
Elektrikli hafif ticari araçla Ankara’dan İstanbul’a 5-6 liralık elektrik tüketimiyle gidilebileceğini ifade eden Malkoç, aracın 150 kilometre azami menzili olduğu için yolda mola verip, bataryaları şarj etmek gerektiğini belirtti.

Ankara-İstanbul yolunda bazı dinlenme tesisleri ile anlaşma yaptıklarını aktaran Malkoç, bu tesislerin, ”yemek yiyene ücretsiz dolum” kampanyası yapacağını bildirdi. Söz konusu tesislere şarj istasyonlarını kuracaklarını belirten Malkoç, ”Tam şarj süresi ilk etapta yaklaşık 45 dakika sürecek. Araç sahibi yemeğini yiyene kadar araçları da şarj olmuş olacak” diye konuştu.

Malkoç, araçlarda bulunan adaptör sayesinde araç sahiplerinin, araçlarının şarjını evlerinde ya da işyerlerinde de yapabileceğini söyledi.

-Proje Sorumlusu Prof. Dr. Kalkanlı- ODTÜ, Metalurji ve Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Yerli Elektrikli Otomobil Prototipi Geliştirme Proje Sorumlusu Prof. Dr. Ali Kalkanlı da elektrikli spor otomobil Etox’un, tamamen özgün bir yerli tasarım olduğunu söyledi. Yüzde 100 elektrikli aracın geliştirme çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Kalkanlı, aracın motor, batarya ve sürücü hariç bütün aksamlarının yerli mühendisler tarafından yapıldığını söyledi.
Aracın 20 ay gibi kısa bir sürede geliştirildiğini anlatan Prof. Dr. Kalkanlı, projede, çalışan resmi görevli sayısının 10-12 civarında olduğunu, destek veren firmalar da dahil edildiğinde bu sayının 40’a çıktığını belirtti. Prof. Dr. Kalkanlı, projenin, 1 milyon 45 bin lira gibi oldukça mütevazi bir bütçeyle gerçekleştirildiğini kaydetti.http://www.varaktasarim.com/

continue reading

İşte merakla beklenen akıllı kimlik kartları

JAN29

TÜBİTAK Bilgi ve İleri Bilgi Güvenliği Araştırma Merkezi tarafından tasarımı yapılan yeni kimlik kartlarının pilot çalışması sona erdi.
İşte merakla beklenen akıllı kimlik kartları
AYDIN HASAN / milliyet.com.tr ANKARA
"Akıllı kart" olarak tanımlanan ve kişinin bütün bilgilerini içindeki çipte toplayacak olan yeni kimlik kartları, 2013 yılı içinde vatandaşlara verilmeye başlanacak.
2012 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri töreni, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ünhimayesinde Çankaya Köşkü'nde yapıldı.
Köşk'teki törende, TÜBİTAK'ın bazı projelerinin tanıtımı da yapıldı. Yeni kimlik kartının tanıtımında "Hayat tek kartla kolaylaşacak" sloganı ile "Milli olarak geliştirilmiş bir akıllı kart işletim sistemi olan AKİS güvenlik hizmetleri sunan bir mikroişlemci üstünde çalışıyor ve elektronik imza, şifreleme ve güvenlik anahtarları taşıma hizmetlerini sunuyor" ifadesi yer aldı. Yeni kartla ilgili şu bilgiler verildi:
Milli yazılımla tasarlandı
"Pilot çalışması başarıyla tamamlanan akıllı kimlik kartlarıyla yakında günlük hayatımızın her alanında karşılaşacağız. Sosyal güvenlik, sağlık, ulaşım, nüfus ve bankacılık işlemleriyle kamunun bir çok alanında hayatı kolaylaştıracak olan akıllı kartlar, TÜBİTAK Bilgi ve İleri Bilgi Güvenliği Araştırma Merkezi (BİLGEM) tarafından milli yazılım ve yerli çip kullanılarak tasarlandı. Akıllı kartların dağıtımına 2013 yılından itibaren başlanacak."
Yeni kartların teknik özellikleri ise şöyle sıralandı:
68 KB EEPROM
Common Criteria (CC) EAL4+ İşletim Sistemi
Common Criteria (CC) EAL5+ Mikro İşlemci
ISO/IEC 7816 uyumlu
DES simetrik şifreleme algoritması
3DES (2 anahtarlı) simetrik şifreleme algoritması
2048 bit RSA asimetrik imzalama/şifreleme algoritması
PKCS #11 Yazılım Kütüphanesi
MS CAPI Yazılım Kütüphanesi
Gerçek Rastgele Sayı Üreticisi
Yoksulluk haritası çıkarılacak
Tanıtımda, TÜBİTAK ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın işbirliğiyle yürütülen bütünleşiksosyal yardım projesiyle ilgili şu bilgiler verildi:
"Proje; şehit yakınları, gaziler, dul ve boşanmış kadınlar, yetimler, korunmaya muhtaç çocuklar, yaşlılar ile yoksul aileleri kapsıyor. Proje sayesinde; suistimaller ile mükerrer yardımların önüne geçilecek, ihtiyaç sahipleri yardımlara daha hızlı ulaşacak, yoksulluk haritası çıkarılacak, yoksulluk puanlama sistemi oluşturulacak."http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Bahçeli'den okyanus ötesine mesaj

JAN29


Bahçeli'den okyanus ötesine mesaj

MHP 10'uncu Olağan Büyük Kongresi'nde Devlet Bahçeli 725 oyla yeniden genel başkan seçildi.

MHP 10'uncu Olağan Büyük Kongresi'nde Devlet Bahçeli, yeniden genel başkan seçildi. Bahçeli, oy kullanan 1220 delegenin 725'inin oyunu aldı. Kurultayda diğer genel başkan adaylarından Koray Aydın 441, Dursun Dervişoğlu 48 oy aldı. Sonuçların açıklanmasıyla salonda "Başbakan Bahçeli" sloganları yükseldi. Kurultayda kayıtlı 1240 delegeden 1220'si oy kullanırken, 6 oy geçersiz sayıldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan’ın 2071 hedefinde Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur” dedi.

Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu’ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı’nda, AK Parti kongresini anımsatarak, ”Az kalsın PKK ve İmralı canisiyle gurur duyduklarını ilan edecekti. Onların gururu Mehmetçiğin kanını akıtan peşmergedir, bizim gururumuz sizlersiniz” dedi.


”AKP, teröristlerle onur kazansın, bize şehit analarının varlığı yeter. AKP, Oslo’da düşmanla masaya otursun, biz sizlerle olalım yeter” ifadelerini kullanan Bahçeli, AK Parti’nin, MHP’nin ”2023 projesini taklit ettiğini ve tüm uyarılarına rağmen bundan vazgeçmediğini” savundu.

Başbakanın 2071 hedefinin tamamen aldatmaca olduğunu ve asıl manasından uzak kaldığını öne süren Bahçeli, ”Bu gidişle Malazgirt Zaferi’nin bininci yıl dönümünde Anadolu’da Türk milleti kalmayacaktır. Başbakanın 2071 hedefinde Türk milleti yoktur. Başbakanın 2071 hedefinde Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur” diye konuştu.

Düşüncelerinden ayrılmadan, ”okyanus ötesine tutunmadan” Türk milletinin iktidarını kuracaklarını mutlaka ispatlayacaklarını belirten Bahçeli, ”Ülkücü Cumhurbaşkanı, ülkücü Başbakan, ülkücü Meclis Başkanının aynı anda bulunması ve eşgüdüm halinde çalışması hayal değildir” dedi.

MHP 10. Olağan Büyük Kongresi'nde konuşan Devlet Bahçeli, Ak Parti'nin son olağan kongresinde konuşma yapan Barzani kürsüye çıkarken yapılan 'Türkiye seninle gurur duyuyor' tezahüratlarını hatırlatarak; "Başbakan Erdoğan ve partisinden en bariz farkımız işte budur: AKP teröristlerle onur kazansın, bize şehit analarımızın varlığı yeter. AKP canileri alkışlasın, bize sizlerin duaları yeter" diye konuştu.
Bahçeli, bugün gelinen noktanın haklılıklarını ortaya çıkardığını söyleyerek; "Biz yıllardan beriAKP'ye Türk milletinin kimliğiyle oynamayın sonuçları vahim olur dedik, haklı çıktık. Türk milletinin kardeşliğini harap edecek plan, proje ve yaklaşımlardan uzak durun dedik, haklı çıktık. Yıkım projesinden vazgeçin, Türk milletinin 36 parçaya ayırma izansızlığından uzak durun yoksa birlikte yaşama ruhu zedelenecek dedik, haklı çıktık. Sözde Kürt sorununu tanımadan uzaklaşın dedik, haklı çıktık. Anadilde eğitime sıcak bakmayın, devlet eliyle mahalli dillere kucak açmayın, alt kültürleri tanıma şuursuzluğunu bırakın yoksa bölücülükle baş edemezsiniz dedik, haklı çıktık. Bebek katiliyle pazarlık yapıyorsunuz, bizimle şeref polemiğine girmeyin altında kalırsınız dedik, haklı çıktık. İmralı canisiyle görüşmeyin, müebbet hapis cezası almış terör kuklasını muhatap almayın aksi halde İmralı'yı siyasallaştırır ve örgütü yönetmesini kolaylaştırırsınız dedik, haklı çıktık. Barzani'ye güvenmeyin kediye ciğer emanet etmeyin, Türkmenlerin hakkını koruyun dedik, haklı çıktık. Dersim isyanını alkışlamayın, isyancıları kutsamayın, tarihimize ve millet vicdanına hakaret etmiş olursunuz dedik, haklı çıktık. AKP'ye ne dediysek haklı çıktık. Kim partimize baston, vagon diyorsa küstahlığın, ahlaksızlığın dibine batmıştır. Kim partimizi bazen AKP'yle bazenCHP'yle aynı kalıba sokuyorsa haysiyet fukaralığının çukuruna düşmüştür. Kim AKP-CHP-BDP-PKK'dan oluşan bölücülük kartelinin içine bizi sıkıştırmaya çalışıyorsa aklını kaybetmiş, vicdanını esir bırakmıştır" diye konuştu.

BAHÇELİ'DEN "UNUTMADIK" VURGUSU
Partisinin pasif kaldığı ve hesap sormadığı eleştirilerine de yanıt veren Bahçeli sert mesajlar vererek şöyle konuştu; "Biz partimize tabela partisi, kandan geçinenler, yavru muhalefet, şehit istismarcıları diyen sahteliği, ucuzluğu ve hamaset bezirganlarını unutmuş değiliz. Biz bürokraside yaşanan milliyetçi memur kıyımını, tayinleri, görevden almaları, haksız disiplin cezalarını unutmuş değiliz. Biz ahlaksız ve çirkin yöntemleriyle partimizibaraj altına çekmeye çalışan aşağılık komploları, azmettiricilerini ve ortaklarını hiç unutmuş değiliz. Biz Türkiye'nin bölünmesine razı edebilmek için MHP üzerinden süren operasyonları unutmuş değiliz. Biz telefon dinlemelerini, sınav rezaletlerini, özel hayatı ihlal eden izlemeleri, içeriye atılan yazarları, gazetecileri, askerleri buna ilave olarakkitap toplatma kumpaslarını unutmuş değiliz. Biz köşelerine dedikodu yazarlığı yapanları, okyanus ötesi vesayetinde bulunanları, kötü adamları ve asılsız ithamlarını, itibarımızı ve güvenirliğimizi sıfıra indirmeye çalışan şerefsizlikleri de unutmuş değiliz.Bunları unuttuğumuzu ağzına dolayanlar kimlerin ipine tutunduklarını görmeli ve biraz insafları varsa bunu da itiraf etmeleridirler. Unutmadığımız ne varsa sürekli diri tuttuğumuz öfkemizle birleştirip 3 hilal ve ülkücüler üzerinden kötülük planlayanların yakalarından tutup birer birer yaptıklarının bedelini yargı önünde ödeteceğiz. Bizim Türk milletine yan bakan herkesle hesabımız vardır."
"KÜRT SORUNU YOKTUR"
Devlet Bahçeli, konuşmasında terör konusuna da geniş yer ayırdı. Bahçeli, Türkiye'de Kürt sorununun olmadığını söyleyerek, 'anadilde eğitim, savunma hakkı, özerklik, federasyon gibi söylemlerin emperyalistler tarafından binlerce yıldır birlikte yaşayanları bölmeye yönelik çabaları' olarak nitelendirdi. Kürtlerin bu ülkede bir azınlık olmadığını belirten Bahçeli, Kürtleri Türk milletinin asli ve temel unsuru olduğunu savundu. Türk milletinin mozaik olmadığını söyleyen Bahçeli, AKP ve CHP'nin bu asılsız sorunun ardına takıldığını savundu. Bahçeli, sürecin böyle devam etmesi durumunda Türkiye'nin bölünmeye gideceğini iddia ederek, şu anda buna karşı duran tek gücün MHP olduğunu savundu. Ülkücü Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı'nın hayal olmadığını vurgulayan Bahçeli, herkes kendilerine karşı olsa da mücadeleye devam edeceklerini ve bu mücadeleden başarıyla çıkacaklarını dile getirdi.

continue reading