Grup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Grup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İlk Türk malı 4x4

JAN29


İlk Türk malı 4x4
Türk arazi aracı görücüye çıktı.İlk Türk malı 4x4
İstanbul-milliyet.com.tr
TURKAR'ın yeni üst yapılı modeli olan askeri itfaiye aracı ASTEVO, Uluslararası Savunma SanayiiFuarı IDEF'13'te görücüye çıktı. Türk mühendislerinin tasarımını yaptığı arazi aracı, Eskişehir'deki Hisarlar Grup tarafından üretildi.
Savunma sanayii alanında dünya çapındaki fuarlardan biri olan IDEF’13, bugün İstanbulBüyükçekmece'deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde başladı. 10 Mayıs'ta sona erecek fuarda, Türk malı 4x4 arazi aracı da görücüye çıktı. Hisarlar Grup CEO’su Zafer Türker, araçla ilgili şu bilgileri verdi:
"Ülkemizin ilk yerli 4x4 arazi aracıTURKAR, kırsal ambulanstan arama kurtarma aracına, demiryolu hat bakım ve servis aracından mobil ofise kadar birçok farklı üst yapı seçeneğine sahip bulunuyor. TURKAR 4x4’ün yeni üst yapılarından çöl kamuflajlı askeri itfaiye aracı ASTEVO ise yurtdışından gelen bir talep üzerine hazırlandı ve Nurol Makine ve Sanayi A.Ş. ile yapılan işbirliği kapsamında IDEF’13’te tanıtılıyor. Yeni TURKAR 4x4 ASTEVO, silahlı kuvvetlerin yanı sıra iç güvenlik birimlerinin de kullanabileceği, her tür zorlu arazi ve iklim koşullarında hizmet verebilecek özelliklere sahip tam donanımlı bir araç olarak dikkat çekiyor.
Yaşam mödülü varAracın bin 500 litre kapasiteli su tankı bulunuyor. Araçta, devrilme çubukları ve dört nokta emniyet kemerli koltukları ile desteklenen, ‘yaşam modülü’ adı verilen emniyetli oturma sistemleri bulunuyor. Yaşam modülü, araç devrilse dahi ölüm ve yaralanma riskini önemli ölçüde azaltıyor. Aynı modül, TURKAR 4x4’ün Doğa Sporları ve Gezi Aracı’nda da uygulanıyor. Çok maksatlı kullanım konsepti çerçevesinde geliştirilen çöl kamuflajlı askeri itfaiye aracı, tüm bunlara ek olarak çeşitli ekipmanlarla da donatılmış durumda bulunuyor. Bu ekipmanlar araca çok kısa bir süre içinde kolayca sökülüp takılabiliyor. Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere yabancı ülkelerin silahlı kuvvetlerinin ve güvenlik birimlerinin büyük ilgi göstereceğine inandığımız yeni aracımıza ‘Türk Malı’ damgasını vurmaktan gurur duyuyoruz."
Etiketler: arazi aracı, fuarGrup, Fuar, TÜYAP, iklim, Bakım, İstanbul, Eskişehir, yaralanma, iç güvenlik,Büyükçekmece, Türk Silahlı Kuvvetleri, Uluslararası Savunma Sanayii,http://www.varaktasarim.com/

continue reading

İstanbul'da Alevi vatandaşların evleri işaretlendi

JAN29


Maltepe Esenkent’te ikamet eden bazı Alevi vatandaşların evleri kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce işaretlenerek, üzerlerine ‘ölüm’ şeklinde yazılar yazıldı.

İstanbul'da Alevi vatandaşların evleri işaretlendi
İHA
Duruma tepki için yürüyüş yapan semt sakinleri, şüphelilerin yakalanmasını istedi. Olay Esenkent Mahallesi’nde gece geç saatlerde meydana geldi. İddiaya göre, sabah uykudan kalktıklarında evlerinin kapılarında ve duvarlarında çeşitli işaretler ve üzerinde ‘ölüm’ yazan yazıları gören Alevivatandaşlar şaşkına döndü. Mahalleyi gezen semt sakinleri, yaklaşık 10 evde aynı işaretigörünce durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, evlere işaret ve yazı yazan kişilerin bulunması için çalışma başlattı.


Olayın ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Maltepe Şubesi üyesi birgrup, Esenkent’te bir araya gelerek duruma tepki gösterdi. Üzerlerine işaret konulan evlerin önünde yürüyüş yapan grup üyeleri, olayın faillerinin yakalanmasını istedi. Ardından yapılan basın açıklamasında, “Komşu ülkelerde bombaların patladığı bir ortamda ülkemiz iç ve dış politika alanında hızla kaosa sürükleniyor. Aleviler, Sünniler, Kürtler, Türkler ve Araplar birbirlerine düşman edilmeye çalışılıyor. Bugün de Esenent Mahallesi’nde Alevi evlerine işaretler koyulmuş ve evlerin duvarlarına ‘ölüm’ yazılmıştır. Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin yıl dönümünde karşılaşmış olduğumuz bu çirkin saldırı tesadüf değildir” dedi.

Grup işaretli evlerin önünde yaptığı açıklamanın ardından olaysız şekilde dağıldı.

 

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

JAN29

3. havalimanı ihalesi başladı
İstanbul'a yapılacak 3’üncü havalimanının ihalesi Esenboğa Havalimanı Sosyal Tesisleri’nde başladı. İhaleye 4 grup teklif verdi. Havalimanın yatırım bedelinin 7-8 milyar euro’yu (10 milyar dolar) bulması öngörülüyor.3. havalimanı ihalesi başladı
İstanbul’a yapılacak üçüncü havalimanı ihalesinde, TAV, Makyol, IC/Fraport ve Limak/Cengiz/Kolin/Ma-Pa/Kalyon ortak girişim grupları olmak üzere 4 teklif verildi.
İhale Komisyonu Başkanı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdür Yardımcısı Funda Ocak, Esenboğa Havalimanı Sosyal Tesislerinde gerçekleştirilen ihalenin başlangıcında komisyon üyelerini tanıttı.
Ocak, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının çalışmaları kapsamında DHMİ’nin son 10yılda havalimanlarına ve hava sahası güvenliğine yönelik 3,3 milyar dolarlık yatırım yaptığını bildirdi.
Bu yatırımların bir kısmının öz kaynaklarla, büyük bir bölümünün ise kamu-özel işbirliği projeleri yoluyla olduğunu anlatan Ocak, bu yatırımların yaklaşık yüzde 25’inin Atatürk Havalimanı’na yönelik olduğunu kaydetti.
Bu havalimanının kurulduğu günden bu yana sivil hava ulaşımının ana merkezi konumunda olduğunu vurgulayan Ocak, "Bu meydanda bahse konu dönemde gerçekleşen uçak trafiği yüzde 127 olurken, toplam yolcu trafiği ise yüzde 297’ye ulaştı" diye konuştu.
Atatürk Havalimanına yapılan yatırımlara rağmen, özellikle hava sahasında doyuma ulaşılmasının hükümeti bu sektörde yeniden radikal karar almaya ittiğini ve yeni bir havalimanı yapılmasının acil gündem maddesi olduğunu belirten Ocak, bu konudaki çalışmaların geçen yıl başında başladığını söyledi.
Ocak, Bakanlığın, 21 Mayıs 2012’de Yüksek Planlama Kurulu (YPK) nezdinde girişimde bulunduğunu ve süreci başlattığını kaydederek, sonrasında kamulaştırma, işbirliği protokolleri, master planlar, yolcu projeksiyonları, fizibilite etütleriyle çok yoğun çalışmaların yürütüldüğünü bildirdi.
25 yıllık kira bedelinde yarışacaklarFunda Ocak, 21 Ocak’ta YPK kararının çıktığını anımsatarak, şöyle konuştu: "İhalenin ilanıyla birlikte 2’si yabancı 15’i yerli olmak üzere 17 firma şartname satın aldı. Zeyil sürecinde bu firmaların idaremize yönelik toplam 250 soru talebi oldu. Bu talepler tek tek cevaplanmış ve ihaleye katılmayı beyan eden tüm isteklilere eş zamanlı olarak dağıtılmıştır. Son yer görme tarihi olan 18 Nisan 2013’te 4 firma yer görme belgesi aldı. Bu firmalar TAV, Makyol, IC/Fraport ortak girişim grubu, Limak/Cengiz/Kolin/Ma-Pa/Kalyon beşli grubu. Bu çerçevede iki firma tek alırken, iki firma da ortak girişim grubu olarak tarafımızdan yer görme belgesi talebinde bulundu. Yer görmelerin alınmasını müteakip istekli firmaların ortaklarıyla çok ciddi bir araştırması yapılmıştır."
İhale yöntemi hakkında bilgi veren Ocak, ihalede teklif veren firmaların dış zarf belgelerinin açılacağını, daha sonra tüm bilgi ve belgelerin usulüne uygun olup olmadığının komisyon üyelerince irdeleneceğini ve yeterlik alan firmaların belirleneceğini anlattı.
Bu sırada basın mensuplarının, ihalenin gerçekleştirileceği salondan dışarı alınacağını ve öğle vakti yeterliliklerin ilan edileceğini bildiren Ocak, daha sonra öğle yemeği için ara verileceğini ve iç zarf belgelerinin açılacağını ve bu belgelerin şartnameye uygun verilip verilmediğinin teyit edileceğini söyledi.
Daha sonra bu konudaki yeterlilikler de belirlendikten sonra teklif mektuplarının açılacağını bildiren Ocak, "Yarışma kriteri 25 yıllık süre için idaremize teklif edilen toplam kira bedeli artı KDVüzerinden yapılacak" dedi.
İhalenin kapalı artırma usulüyle yapılmasının planlandığını bildiren Ocak, "Bugün burada TürkiyeCumhuriyeti tarihinin en büyük ihalesini yapacak olmamız nedeniyle kapalı pazarlıklar yerine açık artırma usulunu belirledik. Hep beraber basınımızın huzurunda, canlı yayında, iç zarfta teklif edilen bedeller üzerinden yine iç zartan çıkan en düşük fiyattan en yüksek fiyata sıralanmak kaydıyla gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
"Bugün burada hep birlikte bir tarih yazacağız" ifadesini kullanan Ocak, ihale ilanına çıktıkları günden bu yana basın mensuplarının da destekleri için teşekkür etti.
Konuşmaların ardından iç zarflar notere teslim edilerek, dış zarfların incelenmesi için basın mensupları salondan çıkartıldı.
İŞTE TAM YERİDevlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal, İstanbul’a yapılacak 3. havalimanının Avrupa yakasında Yeniköy ve Akpınar Köyü arasında Karadeniz sahil şeridinde yer alan yaklaşık 76,5 milyon metrekare büyüklüğündeki alana yapılacağını bildirdi.
İstanbul’a inşa edilecek 3. havalimanı ihalesinin gerçekleştirildiği Esenboğa Havalimanı Simülatör Eğitim Merkezi’nde açıklamada bulunan Birdal,  "Bu alan, bölgenin ekolojik dengesi, rüzgar verileri ve doğal/yapay mania durum tespitleri yapılarak belirlenmiştir" diye konuştu.
Atatürk Havalimanı’nın içinde ve çevresinde yaşanan hızlı yoğunlaşmanın, havalimanının büyümesi önünde engel oluşturduğuna dikkati çeken Birdal, İstanbul’un gerçek havacılık potansiyelini ortaya çıkarmak ve kapasite problemine karşı uzun vadeli bir çözüm ortaya koyabilmek için, İstanbul’a yeni bir havalimanının gerekli olduğu sonucuna varıldığını kaydetti.
 
Etiketler: 3. havalimanı, İstanbul, ihale, dev ihale, havalimanı ihalesi, TAV, KDV, DHMİ, 2012, Grup, Son 10,Avrupa, Yarışma, Gerekli, Türkiye, İstanbul, Karadeniz, Cumhuriyeti, Orhan Birdal, açık artırma, ortak girişim, Atatürk Havalimanı, Esenboğa Havalimanı, Türkiye Cumhuriyeti,http://www.varaktasarim.com/

continue reading

jet Fadıl'ın oteline Cübbeli Ahmet Hoca'dan 'caizdir' fetvası

JAN29

et Fadıl'ın oteline Cübbeli Ahmet Hoca'dan 'caizdir' fetvası

Jetpa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Akgündüz, Caprice Gold Sarayı'nın önümüzdeki yıl Haziran ayında hizmete açılacağını söyledi

Jet Fadıl'ın oteline Cübbeli Ahmet Hoca'dan 'caizdir' fetvası
Otel şantiyesine kurulan bir çadırda gerçekleşen dua toplantısına, 34. Osmanlı Padişahı Sultanİkinci Abdülhamid Han’ın 3. kuşak torunu Harun Osmanoğlu, Mustafa Özşimşekler hoca ve 5 bin'e yakın davetli katıldı.

5.000’e yakın misafirin katıldığı davet, Cübbeli Ahmet (Ahmet Mahmut Ünlü) Hoca'nın Aşir okumasıyla başladı. Daha sonra söz alan Caprice Grup Yönetim Kurulu Başkanı M.Fadıl Akgündüz, "Bundan 2 yıl önce 29 Mart 2011 tarihinde bulunduğumuz seviyeden tam 50 metre aşağıda, Caprice Gold'un temellerini atarken, Cübbeli Ahmet Hocamız gelmiş ve o temel atmayı gerçekleştirmiştik. Tabii ki bazı medya gruplarının 'bu proje olmaz, bu hayali bir projedir' demelerine rağmen, büyüklerimizin himmetleri ve sizlerin dualarıyla bugün binamızın kaba inşaatıyüzde 100 tamamlanmış ve cephe kaplamaları 4 ay içinde tamamlanacak ve önümüzdeki Şubat ayı içinde binamız inşallah hazır olacak” dedi.

Daha sonra tamamlanan inşaatla ilgili bilgiler veren Akgündüz, “Dünyanın en fazla demir kullanılan binası Caprice Gold. 165 bin 000 metrekarelik inşaatta, 44 bin ton demir kullanılmıştır. Normalde bu rakam, 10 bin - 12 bin olması gerekirken, Allahın izni ile depremlere tedbir alıyoruz. Takdir Allahü Teala'nın. Kıyamet olmadığı müddetçe dayanacak bir bina yapıldı burada. 50 metre aşağıdan 100 metre yukarıya kadar vidalanarak tek çubuklar halinde demirler bağlandı. Böyle sağlam bir saray yaptık. Nasıl ki ecdadımız Rumeli Hisarlarını asırlarca önce yapmış ve bugün ayakta duruyorsa, biz de bu kaleyi, Hocamızın ifade ettikleri gibi, İslamın bu Kalesi'ni böyle güçlü bir şekilde yaptığımız için programın takviminde bazı değişiklikler oldu. Ama proje ilerliyor. Sonuca doğru geliyoruz. Ve sizlerin de bugüne kadar olduğu gibi, destekleriyle Allah'ın izni ile hem bu projeyi bitireceğiz hem de devamında bazı yeni projeler olacak" dedi.

"BURASI, İSLAM ALEMİNİN MERKEZİ OLACAK"
Daha sonra sohbet bölümünde, Cübbeli Ahmet Hoca, İslami ilkelere göre hizmet sunacak otel yokluğundan dolayı Caprice Gold projesine temelinden beri sıcak baktığını ve gayesinin de reklam yapmak değil, İslama hizmet etmek olduğunu belirterek, burasının tamamlandıktan sonra, dünyada İslama hizmet eden tüm alimlerin kalesi olacağını belirtti.

Ünlü, “Buradan yer satın almak caiz midir? Ben size fetva veriyorum, caizdir. Önceden kira almanız da helaldır. Bunları internette yayınladık. Fetvanın detaylarını da anlattık. En son İsmailağa Fıkıh Heyeti ile de görüşerek, her dört mezhebe uygun hale getirdik. Ben sana al alma demiyorum. Emlakçılık yapmıyorum. Fetva soruyorsan, hocalık yapıyorum. Caizdir diyorum sana ben. Buradan ne beklentim var? İslam Aleminin alimlerinin tümünü çağırabileceğim, yatırabileceğim, yedirip içirebileceğim bir yerim olacak. Böyle bir Sarayımız olacak inşallah. Ben bu dertteyim” dedi.

28 ŞUBAT MAĞDURLARIYIZ
Daha sonra, kendisi ve Fadıl Akgündüz ile ilgili eleştiri ve karalama kampanyalarına cevap veren Cübbeli AHmet Hoca, “Fadıl Bey de 28 Şubat sürecinin mağduru. Bütün İslama bir çelme takıldı. Bu adamın bütün mallarına, mülklerine el konuldu. Hepiniz namaz kılan adamlarsınız. Elinizi vicdanınıza koyun da, öyle düşünün. Yapamıyorsunuz, edemiyorsunuz demeyin. Bakın izin verilen proje bugün bitmek üzere. Yeni projelere de izin alınacak inşallah. Ben de takip ediyorum. Ben de merak ediyorum. Ümmet meselesi bunlar. Şahıs meselesi değil. 28 Şubat mağduru bizlere karşı şu işi beceremediniz, bu işi beceremediniz, şura tıkandı bura kapandı demeye kimsenin hakkı yoktur. Bize yol verin bakalım da, yapmıyorsak o zaman konuşun. Allah rızası için iftira yapmayın. Müslümana iftira haramdır” diye konuşmasını tamamladı. http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Koşarak mı çıkacaklar

JAN29



PKK’nın sınır dışına çıkması konusunda son tarih olarak Öcalan’ın 16 Haziran’ı belirttiği iddialarının doğru olmadığını söyleyen BDP Eşbaşkanı Demirtaş, “Mantığı yok. Koşarak mı çıkacaklar? O tarihte çıkamayan kalacak mı?” dedi

Koşarak mı çıkacaklar?
AYDIN HASAN Ankara
Terör örgütü PKK’nın Avrupa ve Kandil sorumlularının, Abdullah Öcalan’ın çözüm önerileriyle ilgili mektuplarına verdiği yanıtların önceki gün devlet yetkililerine ulaştığı ve 3. BDP heyeti daha belirlenmeden İmralı’ya ulaştırıldığı öğrenildi. İstanbul’da istirahat eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la yaptığı 2,5 saatlik görüşmenin de ulaştırılan mektuplarla ilgili olduğu bildirildi.

Mektuplar gitti
Demirtaş, dün bir grup gazeteci ile BDP Genel Merkezi’ndeki makam odasında sohbet etti. Demirtaş, Öcalan’ın PKK’nın Kandil ve Avrupa ayağı ile BDP’ye yönelik gönderdiği mektuplarının yanıtlarının devlet yetkililerine teslim edildiğini belirterek, “Yanıtlar bize ulaştı. Heyet gitmeden İmralı’da hazırlık yapılması için yetkililere teslim ettik. Dün (önceki gün) ulaşmış olması lazım” dedi. Demirtaş’ın bu sözleri, Erdoğan’ın Ergin ve Fidan ile yaptığı görüşmenin de mektuplarla ilgili olduğu, süpriz zirvede İmralı’ya verilmeden önce mektupların değerlendirildiği şeklinde yorumlandı. Mektupların İmralı’ya gönderilmesi de BDP’nin Öcalan’ın yazdığı mektupları ve bu mektuplara gönderilen yanıtları İmralı’da doğrudan almadıklarını, bu konudaki aracılığı MİT’in yaptığını ortaya koydu.

Sadece 13 sayfa
Örgütün Avrupa ayağının mektubu 7 sayfadan oluşurken, BDP ile Kandil ise 3 sayfa tutan iki ayrı mektup kaleme aldı. Böylece üç mektup, beklenenden çok daha kısa ve toplam 13 sayfadan oluştu.
Demirtaş, mektupların içeriği ve uzunluğu konusunda bilgi vermezken, “Kürtlerin uzun yazması daha önce espri konusu olmuştu. Ama bu kez mektuplar uzun yazılmadı” diye espri yaptı.

Heyet de gitmeli
Demirtaş, Öcalan’ın mesajlarını Nevruz’da vermek istediğini belirterek, “Heyetle ilgili biz sorduk. İki gündür soruyoruz ama hala yanıt almadık. Bizim beklentilerimizi zaten biliyorlar.  Eşbaşkanların içinde olduğu bir heyet de olabilir, eski heyet de gidebilir. Sanırım Nevruz öncesi bir heyet gidip gelecek” diye konuştu ve hükümete çağrı yaptı.
Demirtaş, Öcalan’ın PKK’nın Türkiye’den çekilmesi konusunda oluşturduğu takvim çerçevesinde son günün 16 Haziran 2013 tarihi olarak belirlendiğini ilişkin haberlerin sorulması üzerine, şunları söyledi:
“En azından bu kısmı ile ilgili, 16 Haziran tarihiyle ilgili kesinlikle yanlış olduğunu söyleyebilirim. Bu işin mantığı yok. Nasıl çıkacaklar? Koşarak mı çıkacaklar, ne yapacaklar? Ta Erzurum’da olan var, Hakkâri’de olan var. 16 Haziran’da çıkamayan ne olacak, kalacak mı? 17 Haziran’da kalmış mı olacak? Mutlaka bir takvim vardır ama bir gün koymak mantıklı değil.”
Demirtaş, BDP’nin mektubunun içeriğinin sorulması üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
“Bizim, DTK ve görüşme yaptığımız tüm çevrelerin ortak kanaati şudur ki tümüyle bu sürecin arkasındayız. Tereddütsüz bir şekilde arkasındayız. Sürecin ilerlemesi için de üzerimize düşen tüm misyonu, görevi yürüteceğimizi de biz belirtiyoruz. Bu sadece yazdığımız cevap mektubunda yer alan bir husus değil. Sadece sayın Öcalan’a verdiğimiz cevap değil. O cevaplar hükümet tarafından da okunuyor. ”

‘Stratejik değişiklik şart’
Demirtaş, Öcalan’ın çağrısıyla ilgili tahminde bulunurken, şöyle bir çerçeve çizdi:
“Silah bırakılması meselesi önemli ve kritik bir konu. Fakat Gültan (Kışanak) Hanım da belirtti. Bu eylemsizlik, geri çekilme, silah bırakma meselesi, konjonktürel olarak kanın durması açısından çok önemli. Bu beklentilerin artık hayat bulması gerekiyor. Bütün Kürtlerle, Türklerin değil ama Türk Devleti’nin ilişkisinin yeniden dizayn edilmesi gerekiyor. Bu dizayn yapılabilir mi? Bu taktik olan ateşkesten çok daha öte bir çağrı, staratejik bir çağrı olabilir bu nedenle. Devlet de artık Kürt-Türk ilişkilerinde stratejik bir değişiklik olması gerektiğini düşünüyor.”

2. Habur’a KDP engeli
PKK’nın skamu görevlilerin serbest bırakılması sırasında “2. Habur” görüntülerinin yaşanmaması için Kuzey Irak Kürt Yönetimi ve KDP’nin devreye girdiği ortaya çıktı. Ankara’nın, KDP’yle temasa geçerek kamu görevlilerinin serbest bırakılması ve Habur’a getirilmeleri sırasında KDP temsilcisinin bulunmasını sağladığı öğrenildi. Serbest bırakılmaların bir gün gecikmesinin de bundan kaynaklandığı bildirildi.  KPD’denin teslim alınmada eşlik etmesi önerisi açılım üzerinde çalışan uzmanlar tarafından getirildi. n TOLGA ŞARDAN Ankarahttp://www.varaktasarim.com/

continue reading

ODTÜ’deki olaylar üniversiteleri böldü

JAN29



Yaklaşık 40 üniversite ODTÜ’yü eleştiren bildiriler yayımlarken, bu üniversitelerin bazılarında görev yapan öğretim üyeleri ve okuyan öğrenciler, üniversite yönetimlerine tepki gösterdi

ODTÜ’deki olaylar üniversiteleri böldü
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’ye gelişini protesto etmek isteyen öğrencilere yönelik polis müdahalesi ve yaşanan çatışmalarla başlayan tartışmalar, YÖK’ün ODTÜ ile ilgili başlattığı soruşturma ve üniversitelerin bildirileri ile boyutlandı. 40’a yakın üniversite ODTÜ’yü hedef alan bildiriler yayımlarken, bu üniversitelerin bazılarında, öğretim üyeleri ve öğrenciler, üniversite yönetimlerine tepki gösterdi. ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği’nden de üniversitelerin özerkliğini savunan açıklama geldi.
40 üniversiteden tepki
Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’de Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılış töreninde kendisini protesto eden öğrenci ve öğretim üyelerine yönelik açıklamalarının ardından, ODTÜ Rektörlüğü “öğrencilerin arkasında olduğunu” belirten bir bildiri yayımlamıştı.
ODTÜ Rektörlüğü’ne, dün akşam saatleri itibariyle 40’a yakın üniversiteden “karşı bildiri” geldi. Üniversite rektörleri ya da senatolarından yapılan açıklamalarda, ODTÜ’de yaşanan olaylar kınanırken, olayların sonrasında yaşanan gelişmelerde ODTÜ Rektörü ve öğretim üyeleri suçlandı.
Marmara, Yıldız Teknik, İstanbul Teknik, İstanbul, GalatasarayMimar Sinan, Hacettepe gibi köklü üniversitelerle Recep Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan üniversiteleri gibi yeni üniversiteler de bildirilere imza attı. Marmara, Yıldız Teknik, İstanbul, İTÜ, Galatasaray ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar üniversitelerinin öğretim üyeleri ise yaptıkları ortak açıklamayla, kendi üniversitelerinin rektörlüklerinden yapılan ve olayları kınayan bildiriyi reddediklerini ve ODTÜ’yü desteklediklerini açıkladı.
Üniversiteler ve öğretim üyeleri arasındaki ayrışma, öğrencilere kadar uzandı. Birçok üniversitede öğrenci dernekleri, üniversite yönetimlerini kınadı.   YÖK’ün başlattığı soruşturma ise tartışmaları boyutlandırdı. YÖK’ün soruşturma sonunda ODTÜ Rektörü ya da öğretim üyelerini cezalandırması halinde, üniversiteler arasındaki ayrışmanın derinleşmesinden endişe ediliyor.
YÖK Kanununa göre, Denetleme Kurulu’nun, “Öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükün, huzur ve çalışma düzenini bozan boykot, işgal, engelleme, bunları teşvik ve tahrik, anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar”ı soruşturma yetkisi bulunmuyor.
Kanunda, bu hallerde kovuşturmayı Cumhuriyet Savcısının doğrudan yapacağı belirtiliyor. Ancak YÖK’ün incelemenin ardından, olaylara karışan öğrencileri ve öğretim üyelerini hatta rektörü savcılığa şikayet edebilecekleri ifade ediliyor.
 
18 Aralık’ta Başbakan Erdoğan’ın Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılışı törenine katılmak için geldiği ODTÜ’de öğrenciler protesto gösterileri düzenlemişti.

ODTÜ derneği cevap verdi
ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Ali Gökmen, üniversitelerden gelen kınama mesajlarına, “Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden ‘resmi’ görüş doğrultusunda ODTÜ’ye karşı bir tavır alındı. Ama bu açıklamaların hiçbirinde gerçekler yansıtılmadığı için bunun yaşaması mümkün değil, önemli değil” diye yanıt verdi.
 

‘Büyüyen Türkiye’nin küçülen zihniyeti’
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: Büyüyen Türkiye’nin küçülen zihniyetidir ODTÜ’de olanlar. Bu gelişen Türkiye’ye yakışmayan yanlardır. ODTÜ gibi son derece teknik bir üniversitede tekniğe ve o üsluba yakışmayan olaylar cereyan etti. Buranın mazur ve makul görülebilme ihtimali yoktur. Demokratikleşen ülkede herkesin farklı fikiri olacak. Bu bir renkliliktir. Ama bunu anlatma şeklinin, bu üslubun bir üniversite öğrencisine, akademisyen çevreye, hele hele böyle seçkin bir üniversiteye yakışmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
 
‘Keşke üniversite kendisi soruştursaydı’
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer: ODTÜ’deki hadiseleri, sadece öğrenci hadisesi olarak görmek bence eksik. Orada olup bitenlerin aslında demokratik bir tepki göstermenin çok dışına taştığını tespit etmek lazım. Gösteri yapan arkadaşların ortaya koyduğu davranışlar demokratik bir tepki değil. Gönlümüz isterdi ki, üniversite yönetimi kendi dirayetini ve inisiyatifini ortaya koysun, güvenlik tedbirlerini alsın. Orada çok önemli bir faaliyet yapılırken herhangi bir tatsızlık ortaya çıkmasın. Ama gördüm ki üniversite yönetimi inisiyatifini kullanamadı ve dirayet gösteremedi.
 
Erdemir: ODTÜ’ye sahip çıkacağız
CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir: Bugün kabinede 2 ODTÜ’lü bakan var. ODTÜ’lü milletvekilleri var. İyi ki bu hocalar, bu öğrencileri böyle yetiştirmiş. ODTÜ’de hem yetkin öğrenciler hem de farklı dünya görüşlerinden öğrenciler var. Gerek CHP’nin gerek Ak Parti’nin başarısında ODTÜ’den yetiştirmiş öğrenciler var. Biz gerektiğinde hocalarını da sorgulayan eleştiren öğrenciler yetiştirmeyi amaçladık. Bunda da başarılı olduk. İyi ki ODTÜ var. ODTÜ var olduğu sürece Türkiye için hâlâ umut var. ODTÜ bizim ailemiz ve her ailede olduğu gibi sahip çıkacağız.
‘Üniversiteler AKP’nin savunucuları haline geldi’
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural:  Üniversiteler adeta AKP’nin icraatının savunucuları haline gelmiş. Türkiye’nin birçok hayati öneme sahip konularında dut yemiş bülbüle dönen üniversiteler, konu Başbakan’la ilgili olunca feveran etmeye başladılar. Bu üniversiteler 4+4+4’te neredeydi? Neredeydi bu cüppeliler? Bilimsel özerkliği ortadan kaldıran yasa çıktığında ey şanlı üniversite rektörleri, neredeydiniz? Anadilde eğitim tartışmalarında neredeydiniz? Gıkınız çıkmaz tabii. Oysa üniversitelerin açıklamalarının ana noktası, Hükümet icraatları olmuş. Başka bir şey yok.
Kocaeli’nde 10 gözaltı
Kocaeli Üniversitesi’nde bir grup öğrenci, yeni Yükseköğretim Kurulu (YÖK) yasa tasarısı ile ODTÜ’de çıkan olayları protesto etti. Eylem sırasında çıkan olaylarda 10 öğrenci gözaltına alındı.
48 saatlik işgal!
ODTÜ’lü öğrenciler, dün 18 Aralık’taki Başbakan Recep tayyip Erdoğan’a yönelik protestonun ardından çıkan olaylara, Erdoğan ve bakanların olayların ardından yaptığı açıklamalara ve bazı üniversitelerin yayımladığı “kınama” bildirilerine karşı bir “işgal” eylemi başlattı. ODTÜ Hazırlık Binası önünde toplanan öğrenciler, daha önce öğretim üyelerinin “boykot” yaptıkları U3 amfisine yürüdükten sonra basın açıklaması yaptı.
Daha sonra öğrenciler, öğretim üyeleri ve mezunlar 48 saat boyunca kalacakları U3 amfisinin girişine “ODTÜ ayakta, AKP’ye direniyor” pankartı astı. Amfide 2 gün boyunca yapılacak etkinlikler arasında, “Neden U3’teyiz?”, “Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nı ve üniversiteyi tartışıyoruz”, “CERN ve bir evren bulmacası” panelleri, Uludere olayı ile ilgili “Ağlama Anne Güzel Yerdeyim” film gösterimi, pankart, döviz ve karikatür atölyeleri yer alıyor. Bugün devam edecek etkinliklerde gazeteci-yazar Can Dündar da öğrencilerle bir araya gelecek.
ANKARA Milliyetng>
 />  

Eleştiri bildirileri
Dün de çeşitli üniversitelerden ve üniversite senatolarından ODTÜ’deki olaylarla ilgili açıklamalar geldi.
-  Trakya Üniversiteler Birliği: Üniversitelerin bir kısım öğrencilerin şiddet eylemlerine sahne olması, demokrasi, fikir özgürlüğü ve demokratik tepki adına üzüntü ve kaygı vericidir.
-  Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi: Şiddet içeren eylemlerin, yasa dışı gösterilerin öğrencilerle anılması çok üzücüdür.
-  Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü: Gençlerimizin başkalarının özgürlüklerine müdahale anlamına gelen eylemlerde yer almasını kınıyor, bu tür eylemleri asla doğru bulmuyoruz.
-  Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas: Milletimiz ve ülkemiz açısından son derece önemli olan bilimsel bir çalışmayı olumsuz bir ortama sürüklemiştir.
-  Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörlüğü: Türkiye’nin darbeci geçmişiyle yüzleşme cesaretini gösterdiği bir dönemde bu tür olayların yeniden yaşanması manidardır.
-  Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnanç: Göktürk-2’nin uzaya fırlatılışını büyük bir heyecan ve gururla beklerken, ODTÜ’deki olaylar bu haklı gururu yaşamayı gölgede bırakmıştır.
-  Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Senatosu: İlk milli keşif uydusunun uzaya fırlatılmasını provokasyonlarla farklı amaçlara alet etmeye çalışmak kabul edilemez.
-  Atatürk Üniversitesi Senatosu: Bu davranışları illegal örgütlerin eskiden beri devam ettirdikleri maksatlı tavırları olarak görüyoruz.
-  Uşak Üniversitesi Senatosu: ODTÜ yerleşkesinde yaşanan şiddet olayları ve kamu malına zarar verilmesi kabul edilemez.

continue reading

Levent Kırca'dan bir şok daha!

JAN29


Sanatçı Levent Kırca, Erciyes Üniversitesi’nde öğrencilerle söyleşisinde Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu’nu sert bir dille eleştirdi. Kırca, "Buradan gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum. Onlar vatan hainidir” dedi.


AYKUT KOCAMAN KİM BİLMİYORUM
Bir öğrencinin "Fenerbahçeli olduğunuzu biliyoruz. Aykut Kocaman’ın istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu ise Kırca şöyle yanıtladı:
"Fanatik bir taraftar değilim. Çocukluğumda Galatasaray taraftarıydım. Sonra bir arkadaşım seni Fenerbahçeli yapalım dedi peki dedim. O zaman Fenerbahçe başkanının hapiste olması, özgürlüğünün kısıtlanması nedeniyle destek olmak istedim. Ama, içerden çıktıktan sonra bir süre daha sürdü, sonra baktım aynı tas aynı hamam. Türkiye Cumhuriyeti tehdit altındayken, Atatürk’ün aşağılandığı, aydın, gazeteci ve yazarların sırf cumhuriyetçi oldukları için hapiste oldukları dönemde, ben şahsen bir aydın olarak bunlarla ilgileniyorum. O yüzden mevzudan haberim yok. Söylediğin adam kim bilmiyorum. O yüzden yorum yapamayacağım.”
Öğrencilerin ODTÜ’deki eylemle ilgili sorusunu da yanıtlayan Kırca, "ODTÜ’deki isyan çok güzel oldu. Başbakan’a bayılmıyorum, kendisinden hazzetmiyorum. Bugün Türkiye’nin başına gelen olayların sorumlularından biri olarak görüyorum. Günü geldiğinde hesap vereceğine inanıyorum. ODTÜ’deki çaba diğer üniversitelere de örnek olsun” diye konuştu.
Türkiye’de gazete ve televizyonların olduğu gibi hukukun da ele geçirildiğini öne süren Kırca, konuşmasını şöyle noktaladı: "HitlerMoskova kapılarında telef oldu. Napolyon nasıl geberdiyse sonuç bellidir. Merak etmeyin. Cumhuriyetimize bir şey olmaz. Yeter ki korkmayalım, yeter ki dürüst olalım. Benim için ne şöhret, ne para önemli. Zaten Erdoğan para kaynaklarımı kesmiştir. TV’ye çıkmam yasaklanmıştır. Ancak hapise de girsem, ölsem de önemli değil. Doğruları korkmadan söylemeye devam edeceğim.” Levent Kırca, gençleri TGB çatısı altında örgütlenmeye çağırdı.
SÖYLEŞİ ÖNCESİ GERGİNLİK
Sabancı Kültür Sitesi’ndeki söyleşi öncesi polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Kendilerini ‘ülkücü’ olarak tanıtan bir grup öğrenci, güvenlik nedeniyle salona alınmadı. Ülkü Ocakları üniversite temsilcisi Cemil Parlak, "Biz buraya öğrenci kimliklerimizle Levent Kırca’yı dinlemek için geldik. Ancak, güvenlik güçleri karşıt görüşe olduğumuz gerekçesiyle salona girmemize izin vermedi. Amacımız, Türk örf ve adetlerine aykırı açıklama yapan Levent Kırca’yı protesto etmek değildi. Ülkü Ocakları Başkanımızın talimatıyla, salona alınmadığımız için buradan sessizce dağılıyoruz” açıklaması yaptı

continue reading