sadece etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sadece etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Taksim'de insan zinciri!

JAN29

Taksim Meydanı'na yapılan müdahalelerden sonra Gezi Parkı'nda bekleyen eylemciler parkı korumak adına insan zinciri oluşturdu.

Taksim'de insan zinciri!
Gezi Parkı'nın içindeki protestocular sadece meydanda sıkılan biber gazından etkilendikleri için şikayetçi oldu. İlerleyen dakikalar da ise eylemciler parka olası bir müdahele ve polisle eylemciler arasında çıkacak bir çatışmaya karşı meydanda insan zinciri oluşturdu.

Gezi Parkı eylemlerinin 15. gününün sabahında polis ekipleri, Taksim Meydanı’na girdi. AKM ve Cumhuriyet Anıtı’ndaki pankartlar söküldü, bazı barikatlar da kaldırıldı. Anıtın çevresinde bekleyen çevik kuvvet ekipleri, yapılan müzakereler sonucunda İstiklal Caddesi'ne doğru geri çekildi.

'TAŞ ATMAZSANIZ, GAZ SIKMAYIZ'
Taksim Meydanı'na çıkan çevik kuvvet ekipleri, göstericilere "Bize taş atmayın, biz de gaz ve su sıkmayalım" şeklinde anons yaptı.

POLİSTEN ANONS: GEZİ'YE GİRMEYECEĞİZ
Polis ekiplerinin ayrıca Gezi Parkı’na girilmeyeceği, sadece AKM ve Cumhuriyet Anıtı’ndaki pankartların kaldırılacağı yönünde anons yaptığı da görüldü.

Anonsta şu ifadeler kullanıldı:
"Sevgili Gezi Parkı dostları, parka hiçbir şeklide müdahale edilmeyecektir. Lütfen, parktaki etkinliklere devam ediniz. AKM ve Cumhuriyet Anıtı'nda bazı düzenlemeler için buraya geldik. Size hiçbir şekilde gaz atılmayacaktır. Aranızdaki marjinalleri uzaklaştırın. Sözcülerinizle görüşmek istiyoruz." Bu sırada polis ile göstericiler arasında kısa süreli müzakere yapıldı. Gezi Parkıeylemcileri, TOMA'ların meydandan çekilmesini ve çadırlara dokunulmamasını istedi. Polis, eylemcilerin bu taleplerini kabul etti.

GAZ GEZİ'YE ULAŞTI
Polisin Taksim Meydanı'nda yoğun olarak kullandığı gaz bulutu Gezi Parkı’nı da ulaştı. Biber gazından etkilenen çok sayıda eylemci, limon ve sirkeyle gazın etkisinden kurtulmaya çalıştı.

İNSAN ZİNCİRİ
Bu arada, göstericiler Taksim Meydanı'nda el ele tutuşarak insan zinciri oluşturdu. Çevik kuvvet ekipleri de bu sırada anıtın etrafında beklemeyi sürdürdü. Oluşturulan bir müzakere grubuyla görüşen polis ekipleri, bir süre sonra biraz daha geri çekildi. Bunun üzerine göstericilerin oluşturduğu insan zinciri de dağıldı. Taksim Meydanı'nda durumun şu anda sakin olduğu görüldü.

YARALILAR HASTANEYE KALDIRILDI
Bu arada, olaylar nedeniyle bölgeye çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi gönderildi. Olaylarda yaralananlar hastaneye kaldırıldı.
Etiketler: http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar

JAN29



AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz şu anda bir devlet yöneticisi olarak mal, can, akıl, nesil, inanç güvenliğini sağlamak durumundayız. Bunlar bizim asli görevimizdir" dedi.

Sandıktan çıkan sonuçlarda insanlar kendilerini yenilmiş hissetmesin diye hassasiyet içinde yaklaştık.
Farklı etnik guruplara , kesimlere samimiyet içinde yaklaştık.
Bize oy vermeyenleri anlamaya çalıştık.

Daima kucaklayıcı bir dil kullandık. Asla kimse ülkemizde dinsel, bölgesel, etnik ayrımcılık yapamaz dedik. "Farklı toplum kesimleriyle inatlaşan bir parti olmadık. Bundan sonra da asla olmayacağız" dedi.
Son 2 haftadır devam eden olayları elbette her boyutuyla analiz ettiklerini, değerlendirdiklerini belirterek, "Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hiç kimseyle, hiçbir kesimle, onların hassasiyetlerine kulak tıkayarak bir kenara itmedik ve itmeyeceğiz. Meşru taleplerini, demokratik hak taleplerini bugüne kadar nasıl dikkatle kulak verdiysek, bundan sonra da dinlemeye anlamaya, empati kurmaya devam edeceğiz" dedi.
Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin, "10,5 yıldır bu tertiplerle, tezgahlarla, provokasyonlarla , siyaset mühendisliği girişimleriyle nasıl baş ettiysek, onlara karşı nasıl dik durduysak, bundan sonra da milletin emanetini aynı hassasiyetle korumaya devam edeceğiz. Biz ne kimseye dayatma yaparız, ne de kimsenin dayatmasına eyvallah deriz" dedi.
İki haftadır olan olaylara tek taraflı bakmıyoruz. Burada bir itirazın yükselmesi tamamen yanlış anlaşılmadan çıkmıştır. Taksim'in yayalaştırma projesi, oradaki ağaçların sökülüp başka bir yere taşınmasıyla ilgilidir. CHP'de buna onay vermiştir.
Her taraf tahrip edilmiş, araçlar yakılmış, kamu malları zarar görmüştür. Çevre sadece yeşil bir ağaçtan mı ibaretttir,  Gece geç saatlere kadar tencere ve tava çalınmış, gürültü kirliliği yaratılmıştır bunlar çevre değilmidiri. Bunlar  çevreye zarar vermiyor mudur?
"Çevre hassasiyeti daha farklı eylemlere ve amaçlara bir paravan mahiyet taşımış, demokratik yönetime illegal bir başkaldırıyı meskeleme görevi görmüştür" dedi.
Başbakan sert diyorlar, gelipte bunların önünde diz çöküp, şu Atatürk Kültür merkezi'nden şu paçavraları indirin mi diyecektik. şu terör örgütü flamalarını kaldırın mı diyecektik. ben bunları deyince başbakan sert diyorlar kusura bakmasınlar bu durumda Recep Tayyip Erdoğan hiç değişmez
SABAHKİ TAKSİM OPERASYONU İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ
bu sabah Taksim Gezi Parkı'na güvenlik güçlerinin müdahale ettiğini belirterek, "Güvenlik güçlerinin başta bu işe müsaade etmemesi gerekiyordu.Kamu kurumunun içine bunlar nasıl sokulur, çatıya bunlar nasıl çıkarılır? Orada bu tür paçavralar nasıl astırılır? Örgüt liderlerinin posterleri nasıl astırılır? Bunların karşısında biz konuşunca, Başbakan sert konuşuyor. Eğer buna sertlik diyorsanız, kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez" dedi. Başbakan Erdoğan, bu sabah güvenlik güçlerinin Gezi Parkı'na yaptıkları müdahale nedeniyle İçişleri Bakanı'na, İstanbul Valisi'ne ve Emniyet Müdürü'ne teşekkür etti. Gezi Parkı adı üstünde gezi alanıdır. işgal alanı değil.
GERÇEKTEN GEZİ İÇİN EYLEM YAPANLARA SESLENDİ
 Taksim Gezi parkı kılıfıyla Türkiye üzerinde oyun oynamak isteniyor. "Türkiye ekonomisi bu olaylarda tabii ki doğrudan doğruya hedef alındı"  Taksim Gezi parkında şu anda eylem yapanlar,Türkiye'nin yatırımına, ekonomisine, turizmine zarar vermek için kullanılıyorlar,
Gerçekten çevre için eylem yapanlar varsa o ağaçlar ne yıkıldı ne kesildi. Başka yerlere dikildi.
Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılanlara çağrıda bulunarak, "Oradaki tüm eylemcilerin, tüm göstericilerin büyük fotoğrafı görmelerini, oynanan oyunu anlamalarını, samimi olanları, özellikle oradan çekilmeye davet ediyorum. Kendilerinden bunu bir Başbakanları olarak bekliyorum" dedi.

continue reading

Aydın'da toplu arı ölümleri

JAN29

Aydın'da toplu arı ölümleri

Aydın merkez ve birçok ilçesinde bal arılarının toplu halde telef olması, emeklerinin karşılığında gelir bekleyen üreticileri sıkıntıya soktu. Arıların yüzde 40’ının telef olduğuna dikkat çekilirken bu yıl bal üretiminde yüzde 50 civarında verim kaybı oluşacağı tahmin ediliyor.

Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Salih Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 1 haftadır kentin birçok noktasından arı ölümlerine dair şikayetler geldiğini belirterek, arı ölümlerinin nedenini öğrenmek için yoğun olarak görülen alanlardan numuneler alıp İzmirVeteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’ne gönderdiklerini söyledi.

Köksal, "Halihazırda sorunun neden kaynaklandığını bilmiyoruz. Ekiplerimiz toplu ölümlerin görüldüğü bölgelerde incelemelerini sürdürüyor. Şu anda konuyla ilgili gerekli tüm tedbirler alındı, çalışmalar yapılıyor. İzmir’e gönderdiğimiz numunelerin sonuçları geldiğinde toplu arı ölümlerinin sebebini kamuoyu ile paylaşacağız" diye konuştu.

"Arıcılarımız dokunsanız ağlayacak durumdalar"
Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeki Altın ise arı üreticilerinin toplu ölümlerin şokunu yaşadığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Aydın merkezi başta olmak üzere, Köşk, Yenipazar, Sultanhisar, Çine ve İncirliova ilçelerimizden toplu arı ölümleri ile karşılaşıldı. Birliğimize kayıtlı 200 bin üzerinde kovanımız var. Kayıtlı olmayanlarla birlikte bu rakam 350 bini buluyor. Tespitlerimiz devam ediyor ama şu ana kadar bunların yüzde 40’ında toplu ölümlerin görüldüğünü söyleyebiliriz. Aydın’da böylesi yoğun bir ölüm ile ilk defa karşılaşıyoruz. Arıcılarımızın çocukları gibi baktıkları ve bal getirmesini beklediğimiz arıların bu şekilde ölmesi emekleri boşa çıkaracak. Bu sene yüzde 40-50 civarında bir verim kaybı oluşacağını tahmin ediyoruz. Arıcılarımız dokunsanız ağlayacak durumdalar."
"Ölümlerin sebebi tarım ilaçları olabilir"
Toplu arı ölümleri ile ilgili olarak yoğun tarım ilacı kullanımından şüphelendiklerini dile getiren Altın, "Kesin numune sonuçları daha belli olmadı. Ancak ölen arıların dillerinin dışarıda olduğunu görüyoruz. Tecrübelerimize dayanarak ölümlerin tarım ilaçlarından zehirlenme sonucunda ortaya çıktığını düşünüyoruz. Öncelikli talebimiz arıya zarar vermeyen ilaçların kullanılması. Bu olmuyorsa ilaç atılacağı zaman arıcılara haber vermesi. Böylelikle kovanların o gün ağzı kapatılır ve dışarı çıkmayan arılar zarar görmemiş olur. Yetkililerin de bu konudaki duyarlılığı artırmak için çalışma yapmasını bekliyoruz" dedi.

Arıcılar şokta
Sultanhisar ilçesinde arıcılık yapan Rıfat Can, böylesi bir tabloyla daha önce hiç karşılaşmadığını belirterek, "Muazzam miktarda arı ölümü var. 40 yıldan beri bu işin içindeyim, hiç böyle bir toplu ölüm görmedim" diye konuştu.

İmamköy’de 25 yıldır arıcılıkla uğraşan Abdullah Abalı ise "1 haftadan beri devam ediyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Tüm kovanlarda ölümler var. Yetkililerden çözüm bekliyoruz" dedi.
Köşk ilçesinde 32 yıldan bu yana arıcılık yaptığını kaydeden Hüseyin Sarıpehlivan da "500 kovanım var. 3-5 gün içerisinde yoğun arı ölümleri ile karşılaştım. Önce sadece kendimde olduğunu sandım fakat daha sonra birçok yerde olduğunu öğrendim. Kovanlardaki arıların yüzde 40’ı öldü. Büyük zararımız var" ifadelerini kullandı.http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Koşarak mı çıkacaklar

JAN29



PKK’nın sınır dışına çıkması konusunda son tarih olarak Öcalan’ın 16 Haziran’ı belirttiği iddialarının doğru olmadığını söyleyen BDP Eşbaşkanı Demirtaş, “Mantığı yok. Koşarak mı çıkacaklar? O tarihte çıkamayan kalacak mı?” dedi

Koşarak mı çıkacaklar?
AYDIN HASAN Ankara
Terör örgütü PKK’nın Avrupa ve Kandil sorumlularının, Abdullah Öcalan’ın çözüm önerileriyle ilgili mektuplarına verdiği yanıtların önceki gün devlet yetkililerine ulaştığı ve 3. BDP heyeti daha belirlenmeden İmralı’ya ulaştırıldığı öğrenildi. İstanbul’da istirahat eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la yaptığı 2,5 saatlik görüşmenin de ulaştırılan mektuplarla ilgili olduğu bildirildi.

Mektuplar gitti
Demirtaş, dün bir grup gazeteci ile BDP Genel Merkezi’ndeki makam odasında sohbet etti. Demirtaş, Öcalan’ın PKK’nın Kandil ve Avrupa ayağı ile BDP’ye yönelik gönderdiği mektuplarının yanıtlarının devlet yetkililerine teslim edildiğini belirterek, “Yanıtlar bize ulaştı. Heyet gitmeden İmralı’da hazırlık yapılması için yetkililere teslim ettik. Dün (önceki gün) ulaşmış olması lazım” dedi. Demirtaş’ın bu sözleri, Erdoğan’ın Ergin ve Fidan ile yaptığı görüşmenin de mektuplarla ilgili olduğu, süpriz zirvede İmralı’ya verilmeden önce mektupların değerlendirildiği şeklinde yorumlandı. Mektupların İmralı’ya gönderilmesi de BDP’nin Öcalan’ın yazdığı mektupları ve bu mektuplara gönderilen yanıtları İmralı’da doğrudan almadıklarını, bu konudaki aracılığı MİT’in yaptığını ortaya koydu.

Sadece 13 sayfa
Örgütün Avrupa ayağının mektubu 7 sayfadan oluşurken, BDP ile Kandil ise 3 sayfa tutan iki ayrı mektup kaleme aldı. Böylece üç mektup, beklenenden çok daha kısa ve toplam 13 sayfadan oluştu.
Demirtaş, mektupların içeriği ve uzunluğu konusunda bilgi vermezken, “Kürtlerin uzun yazması daha önce espri konusu olmuştu. Ama bu kez mektuplar uzun yazılmadı” diye espri yaptı.

Heyet de gitmeli
Demirtaş, Öcalan’ın mesajlarını Nevruz’da vermek istediğini belirterek, “Heyetle ilgili biz sorduk. İki gündür soruyoruz ama hala yanıt almadık. Bizim beklentilerimizi zaten biliyorlar.  Eşbaşkanların içinde olduğu bir heyet de olabilir, eski heyet de gidebilir. Sanırım Nevruz öncesi bir heyet gidip gelecek” diye konuştu ve hükümete çağrı yaptı.
Demirtaş, Öcalan’ın PKK’nın Türkiye’den çekilmesi konusunda oluşturduğu takvim çerçevesinde son günün 16 Haziran 2013 tarihi olarak belirlendiğini ilişkin haberlerin sorulması üzerine, şunları söyledi:
“En azından bu kısmı ile ilgili, 16 Haziran tarihiyle ilgili kesinlikle yanlış olduğunu söyleyebilirim. Bu işin mantığı yok. Nasıl çıkacaklar? Koşarak mı çıkacaklar, ne yapacaklar? Ta Erzurum’da olan var, Hakkâri’de olan var. 16 Haziran’da çıkamayan ne olacak, kalacak mı? 17 Haziran’da kalmış mı olacak? Mutlaka bir takvim vardır ama bir gün koymak mantıklı değil.”
Demirtaş, BDP’nin mektubunun içeriğinin sorulması üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
“Bizim, DTK ve görüşme yaptığımız tüm çevrelerin ortak kanaati şudur ki tümüyle bu sürecin arkasındayız. Tereddütsüz bir şekilde arkasındayız. Sürecin ilerlemesi için de üzerimize düşen tüm misyonu, görevi yürüteceğimizi de biz belirtiyoruz. Bu sadece yazdığımız cevap mektubunda yer alan bir husus değil. Sadece sayın Öcalan’a verdiğimiz cevap değil. O cevaplar hükümet tarafından da okunuyor. ”

‘Stratejik değişiklik şart’
Demirtaş, Öcalan’ın çağrısıyla ilgili tahminde bulunurken, şöyle bir çerçeve çizdi:
“Silah bırakılması meselesi önemli ve kritik bir konu. Fakat Gültan (Kışanak) Hanım da belirtti. Bu eylemsizlik, geri çekilme, silah bırakma meselesi, konjonktürel olarak kanın durması açısından çok önemli. Bu beklentilerin artık hayat bulması gerekiyor. Bütün Kürtlerle, Türklerin değil ama Türk Devleti’nin ilişkisinin yeniden dizayn edilmesi gerekiyor. Bu dizayn yapılabilir mi? Bu taktik olan ateşkesten çok daha öte bir çağrı, staratejik bir çağrı olabilir bu nedenle. Devlet de artık Kürt-Türk ilişkilerinde stratejik bir değişiklik olması gerektiğini düşünüyor.”

2. Habur’a KDP engeli
PKK’nın skamu görevlilerin serbest bırakılması sırasında “2. Habur” görüntülerinin yaşanmaması için Kuzey Irak Kürt Yönetimi ve KDP’nin devreye girdiği ortaya çıktı. Ankara’nın, KDP’yle temasa geçerek kamu görevlilerinin serbest bırakılması ve Habur’a getirilmeleri sırasında KDP temsilcisinin bulunmasını sağladığı öğrenildi. Serbest bırakılmaların bir gün gecikmesinin de bundan kaynaklandığı bildirildi.  KPD’denin teslim alınmada eşlik etmesi önerisi açılım üzerinde çalışan uzmanlar tarafından getirildi. n TOLGA ŞARDAN Ankarahttp://www.varaktasarim.com/

continue reading

İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız

JAN29


17 Mart 2013 - 02:30

İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız
İmralı ile müzakere sürecini eleştiren Bahçeli, “Millet yetki verirse İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a başkanlık için ülkeyi peşkeş çekemeyeceği uyarısında bulunan Bahçeli, “Senin milletin yok” ifadelerini kullandı
Yorum: 0İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız
ÖNDER YILMAZ Ordu
Yerel seçim çalışmaları kapsamında Karadeniz turuna çıkan MHP lideri Devlet Bahçeli Bahçeli, Ordu’nun Fatsa ilçesindeki aday tanıtım toplantısında hükümete yüklendi.

PKK’nın kaçırdığı kamu görevlilerinin tesliminde yaşananları eleştiren Bahçeli, “PKK’lılara elini vermeyen evlatlarımızın alnından öpüyor, hepsini tebrik ediyorum. Cenevre Sözleşmesi’yle ancak karşılıklı olarak devletlere tanınan hak ve yetkiler AKP sayesinde PKK’ya müzakereyle ikram edilmiştir. Teröristlerin yanında ayakta dikilen sekiz evladımız olmayıp, Türk milletidir. Yaşanan rezillikleri görmezden gelip de, sevinç çığlıkları atanlara, PKK’nın jest yaptığını şuursuzca dile getirenlere, insani bir tavır olarak yorumlayanlara, diyeceğim tek şey vardır: Alayınıza yazıklar olsun, milletimizin hakkı haram zıkkım olsun” diye konuştu.
Alaşağı edin
Çözüm süreci nedeniyle Ak Parti hükümetini eleştiren Bahçeli “Gelişmeler göstermektedir ki, AKPKürdistan’a çanak tutmaktadır. Türkiye kimlerin eline kalmıştır. Biliniz ki devran dönecek, bu şarkı bitecek, bu karanlık devir tuzla buz olacaktır. Başbakan birlikte yürüdükleriyle hesap verecektir.İmralı canisiyle başkanlık ittifakına soyunmasının cevabını en başta Fatsalı kardeşlerimden alacaktır. Bu hesap kıyamete kalmayacak. Sadece ve sadece devlet başkanı olacağım diye her tarafıyla hırs bürümüş bir hırsa yüklenmiş kişiyi, yeter artık diyebilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde alaşağı ediniz” ifadelerini kullandı. Akşam saatlerinde partisinin Ordu il teşkilatıyla salon toplantısında bir araya gelen Bahçeli, şunları kaydetti:
Başkanlık Sistemi tuzak
“Başkanlık sistemi bir tuzaktır. Devlet başkanı olacağım diye memleketi peşkeş çekemezsin. Sayın Başbakan, bağımsız Kürdistan diye söylemediğin bir niyetin mi var? Amerika’ya bir gizli, başkalarına söylemediğin sözün mü var. Gel bunu milletine de söyle. Ama senin milletin yok. Başbakan ile İmralı canisi şıracı ile bozacı olmuşlar, birbirlerine şahitlik etmeye başlamışlardır. Şayet süreçte amaçlanan İmralı canisinin affı, PKK’nın siyasete taşınmasıysa, biz var oldukça bunun gerçekleşmesi rüyada bile olmayacaktır. Süreçten kastedilen vatanımızın bir bölümünü ayırmak, özerklik inşa etmek, çok kimlikli, çok dilli ortaklıklar devleti kurmak ise bunun karşısına bozkurt gibi dikiliriz. Türkiye’nin var olması, Türk milletinin ayakta kalması için her şeyi göze alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Milletimiz bize yetki verirse Çanakkale ruhunu rehber yapar, Milli Mücadele meşalesini yakar, Türk milletinin zafer yoluna düşer, İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız.”
http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Öğretmenler bu ilden ayrılmak istemiyor!

JAN29

Şırnak Valiliği'nin hayata geçirdiği proje sayesinde öğretmenler artık ilden ayrılmak istemiyor.

Öğretmenler bu ilden ayrılmak istemiyor!
Şırnak Valiliği'nin kırsal bölgelerde 150 gün gibi çok kısa bir sürede inşa ettiği 400 adet dayalı döşeli ve kaloriferli ikamet merkezleri görenleri şaşırtıyor. Şırnak'ın kırsal bölgelerine atanan öğretmenler yanlarında valizlerinden başka bir şey getirmeden kendileri için her detayın düşünüldüğü bu ikamet merkezlerinde barınıyor. Gelişmiş kentlerin köylerinde bile olmayan bu ikametlerin Şırnak gibi etrafı geçit vermeyen dağlarla çevrili kentin köylerinde kısa bir sürede inşa edilmesi bir başarı öyküsü olarak değerlendiriliyor.

 Vali Vahdettin Özkan'ın Şırnak'a ilk atandığı dönemde gerçekleştirdiği bir köy ziyaretinde; köy okulunda görev yapan bayan öğretmenlerin kalacak yer bulamadıklarından şikayetle merkeze tayin istemeleri, Eğitim İkamet Merkezi Projesi'nin fitilini ateşledi. Böyle bir durumda, büyük öncelik tanıdığı kırsal kalkınmada eğitim seferberliğini gerçekleştiremeyeceklerini anlayan Vali Özkan, hemen kaynak aramaya koyularak, Milli Piyango İdaresi'ne ulaştı. Vali Özkan, Eğitim İkamet Merkezi Projesi'ni ilgililere anlatınca destek buldu. Milli Piyango'nun reklam için ayrılan ödeneğinden verilen bütçeyle, 42 merkezde 150 günde 400 dayalı döşeli Eğitim İkamet Merkezi yaptırılarak hizmete sunuldu. ÇEKİLİŞSİZ KURASIZ PİYANGO
BAŞARI ARTACAK
Köy okullarındaki devamlı öğretmen değişimi, okullarda öğrenim gören öğrencilerin eğitim faaliyetleri üzerinde olumsuz bir etki yapıyordu. Bu projeyle, şehre gelir gelmez ayrılmayı düşünen öğretmenler dönemi sona erdi. Motivasyonunu sadece eğitime ayıran öğretmenlerin yetiştirdikleri öğrencilerle projenin meyvelerinin kısa sürede alınacağı belirtiliyor.
İnşa edilen merkezlerin girişinde bulunan çok amaçlı salonlar köylerde yaşayan vatandaşların da uğrak yeri. Belirli günlerde gelen uzmanlar köylülere başta sağlık olmak üzere, eğitim, tarım vb. konularda bilgilendirip eğitim verecek. Böylelikle Eğitim İkamet Merkezi Projesi adına uygun bir işleve kavuşacak.http://www.varaktasarim.com/

continue reading

JAN29

15 ile hızlı tren geliyor

TCDD Genel Müdürü Karaman, 2016'ya kadar 15 ilin daha Yüksek Hızlı Tren'den yararlanacağını, projeler tamamlandığında Türkiye'nin yarısının tren kullanacağını söyledi.

15 ile hızlı tren geliyor

Hızlı tren ağı 3 yıl içerisinde Türkiye'nin yarısını kapsayacak.
 
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürü Süleyman Karaman, 2016 yılına kadar 15 ilin daha Yüksek Hızlı Trenden (YHT) yararlanacağını söyledi.
 
Afyonkarahisar'da açıklamalar yapan Karaman, Ankara-İzmir YHT projesi tamamlandığında Ankara ile Afyonkarahisar arasındaki yolculuk süresinin 1 saat 15 dakika olacağını anlattı.
 
 
''2016'ya kadar 15 il daha YHT'den yararlanacak ve projeler tamamlandığında Türkiye'nin yarısı tren kullanacak'' diyen Karaman, sadece YHT hatları yaparak bu hatları işletmekle kalmadıklarına ve Türkiye genelinde Cumhuriyet öncesinden kalan mirası yenilediklerine dikkati çekti.
 
Karaman, düzenledikleri anketin sonuçlarına göre, YHT ile seyahat edenlerin çoğunun, ''Türkiye'nin gelişmiş ülkeler arasında yerini aldığı'' görüşünü benimsediğini söyleyerek, ''YHT'nin sosyal hayatı da olumlu yönde etkilediğine tanık olduk. Zaten dünyada 8'inci, Avrupa'da 6'ncı hızlı tren ülkesiyiz. Ülkemizin hemen her yerine demiryolu hattını götüreceğiz'' diye konuştu.http://www.varaktasarim.com/

continue reading

“Güzellik cinsel başarının garantisi midir?”

JAN29


Avrupa Cinsel Sağlık Birliği Türkiye Temsilcisi olan Aile Sağlığı Araştırma Derneği Dünya Kadınlar Günü kapsamında açıkladığı son araştırması ile yine konuşulmayan çarpıcı gerçekleri gözler önüne seriyor.

“Güzellik cinsel başarının garantisi midir?”
Dr Ece Hattat son yıllarda yapılan araştırmaların olumsuz vücut imajının beraberinde özgüven eksikliği, cinsel fonksiyon sorunları ve performansdüşüşü getirdiğini ortaya koyduğunu, Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin 2011 yılında gerçekleştirdiği araştırmanın da Türk erkek ve kadınlarında fiziksel çekincelerin cinsel sorunlara yol açtığını gösterdiğini belirtiyor  Anlaşılan ne yazık ki, tek derdimiz başkalarının görünüşü değil. Çoğu katılımcı belli kültürel kalıplara uygun bir fiziksel çekiciliğe sahip olmadığını düşünüyor ve bu sebeple cinsel hayatlarını da karartıyor.
İdeal Kadın Bedeni Erkeklere Göre Farklı, Kadınlara Göre Farklı

Araştırma sonuçlarına gore erkeklerin %61’i ve kadınların %79’u kendilerini yoğun derecede fiziksel ve cinsel yönden cazibesiz bulduklarını söylüyor. Yine hem erkek hem kadın katılımcılar, kadınların kilosunu cinsel çekiciliğin simgesi olarak gördüğünü ifade ediyor. Peki ya erkeklerin kilosu? Erkek katılımcıların %73’ü erkekler açısından da kilonun cinsel cazibenin bir simgesi olduğunu söylerken, kadınların sadece %42’si bu fikirde. Anlaşılan kadınlar partnerlerinde kilo haricinde başka özellikleri cinsel cazibeyle bağdaştırıyor. Bu sonucu “Eşinizin kilosu sizi cinsellik açısından ne kadar etkiler?” sorusunda da görüyoruz. Erkek katılımcıların %82’si eşlerinin kilosuna çok önem verirken, kadınların %54’ü yani yarısından fazlası eşimin kilosu cinselliğimiz açısından önemli değil diyor. Burada da kadınların kendilerine koydukları yüksek görünüş standartlarını ve beklentilerini eşlerine koymadıklarını görüyoruz. Kadınların ideal bedeni erkek katılımcılar açısından 38-40 iken, kadın katılımcılar için 34-36. Bu durum kadınların ince ölçüleri kendileri için idealize etmelerine bir başka örnek teşkil ediyor.  “Dış görüşünüzle ilgili endişelerinizi kiminle konuşabilirsiniz?”  sorusuna verilen cevaplar birçok kişinin partnerleriyle bu konuyu kesinlikle paylaşamadıklarını gösteriyor. Bu da çoğu zaman katılımcıların kendilerinde buldukları ve belki de partnerlerinin önemsemediği fiziksel kusurlarla çok fazla meşgul olduklarını ve utandıklarını gösteriyor.

Yüksek Hedefler: Sadece çekici insan cinsellikte başarılıdır sanılıyor!
Katılımcıların %89’u  çekici bir insanın cinsellikte de başarılı olacağını düşünüyor. Gerçekten de kendini fiziksel ve cinsel yönden cazibesiz bulan katılımcıların pek çok cinsel problemi var. Kendini fiziksel ve cinsel cazibe yönünden kesinlikle beğenmeyen her 3 erkekten biri cinsel hayatından da kesinlikle mutsuz olduğunu söylüyor. Katılımcı kadınlarda özellikle kilosundan kesinlikle memnun olmayan grupta %72’si isteksizliği, %69’u uyarılma sorunları, %63’ü orgazm ve %74’ü tatminsizlik sorunları olduğunu belirtiyor. Bu kadınların %92’si yeteri kadar çekici olsaydı, bu cinsel sorunların ortadan kalkacağına inanıyor.
Çekicilik mi Mutluluk Mu?
Her dört kişiden biri ideal fiziksel özelliklerde olmayı istemenin en önemli sebebi olarak karşı cinse çekici gözükmeyi gösteriyor. “Kendinizi %10 daha mutlu, ancak aynı zamanda da %10 daha az çekici yapacak bir hap olsaydı kullanırlar mıydınız?” sorusuna ise %68’lik bir kesim “kesinlikle hayır” diyor.  Daha az çekici olmaktansa mutluluğu reddetmeye hazırlar. Yine katılımcıların büyük oranı (%78) cinsellikte başarılı olmak için estetik ameliyat olmak isteyeceğini ancak çekineceğini bildiriyor.
Pozitif Güzellik-Kadınlığın Yol Haritası
Dr Ece Hattat, Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin bu araştırması ışığında kadınlar için şu altın önerilerde bulunuyor.
1. Görünüşe gerektiği kadar önem vermek sağlıklıdır.
2. Herkesin güzelliği farklıdır. Kendinizle dost olmayı öğrenin.
3. Güzel hissetmek, güzel görünmekten daha önemlidir.
4. Genç, seksapel veya ince olmadan da güzel görünmek mümkündür.
5. Ulaşılmaz güzellik ölçülerini hedeflemeyin.

continue reading