BBC etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BBC etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

JAN29

Reyhanlı saldırısının 1 numaralı şüphelisi

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen, 46 kişinin hayatını kaybettiği, 25'i kritik 50 kadar yaralının olduğu saldırının failinin kim olduğuyla ilgili Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve bakanların açıklaması aynı adres gösteriyor. Saldırının 1 numaralı şüphelisi Eski THKP-C Acilciler örgütünün lideri Mihraç Ural... 

THKP-C Acilciler örgütünün lideri Mihraç Ural'ın bir açıklama yaptığı iddia edildi. O açıklamada ise şunları kaydettiği öne sürüldü: "Mali ve askeri desteğiyle “yürü ya kulum” dedikleri eli kanlı şebekelerin gazabına uğramaya başladılar. Bu uyarı nedendir biz bilemiyiz; belki mali kaynakların ödenmesinde gecikmeye tepkidir, belki askeri malzeme sevkiyatında aksamalara bir mesajdır, belki son Reyhanlı olaylarının intikamıdır… Her ne ise açıkça bilinen şey, Nusra cephesinin El kaide usulu sahibine kızıp onu vurduğudur..

Reyhanlı saldırısının 1 numaralı şüphelisi
Mihraç Ural kimdir?
Reyhanlı'da saldırının emrini veren Mihraç Ural Hatay doğumlu. Ural, Banyas katliamı öncesi çekildiği tahmin edilen bir videoda bölgede Esad güçlerine destek olarak ‘kuşatma ve temizlik’ yapmak için sahaya ineceklerini söylüyordu. İngiliz Times Gazetesi de etnik temizlikten Mihraç Ural’ı sorumlu tutmuştu. Ural’ın yönettiği ve Esad yanlısı Mukaveme Suriyyi adlı örgüt sınır ve sahilleri içeren bölgelerde 2 bin kişilik silahlı bir güçle faaliyet gösteriyor. Örgüt, Banyas dışında Esad güçlerinin yaptığı bir çok katliamdan da sorumlu tutuluyor.

Öcalan'ın arkadaşı
‘Sırtlan’ kod adlı Mihraç Ural, bir süre önce BBC’ye konuşarak Mukaveme Suriyyi’yi anlatmıştı. 32 yıldır Türkiye’ye gelmeden Lazkiye’de yaşadığını belirten Ural, hakkındaki soruşturmaların zamanaşımından düşmesini önlemek için sürekli davalar açıldığı için dönemediğini söylemişti.Abdullah Öcalan’la Suriye’deyken 19 yıl birlikte yaşadığını anlatan Ural, Alevi devleti oluşturulmaya çalışıldığı iddialarını reddetmişti. Ural, Mukaveme Suriyyi örgütünün Türkiye’ye geri dönemeyen Türkiyeli devrimcilerin öncülüğünde kurulduğunu anlatmıştı. Ural, Adana, Hatay veMersin ve Avrupa’dan gençlerin savaşmak için Suriye’ye gelmek istediğini, kendilerinin bunu engellediğini da öne sürmüştü.

Eşi Esad Ailesi’nden
Ural’ın eşi Suriye’nin derin ismi Cemil Esad’ın hem akrabası hem de sekreteri olan Melek Fadal. Ural’ın, Esad’ın sarayında ağırlandığı iddia edilmişti. 12 Eylül sonrası başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri ile Suriye arasında mekik dokuyan Ural, Cemil Esad’in emriyle Hatay Kurtuluş Örgütü’nü kurmuştu.
Öcalan'la Perinçek'i görüştüren isi

m
Suriye'de Hatay Kurtuluş Ordusu olarak tanınan THKP-C Acilciler'in ilk lideri olan Ural'ın, 1979'da PKK'nın Suriye'de Bekaa kampına yerleştirilmesinde aktif rol aldığı belirtildi. İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'i Suriye'deki karargahında Abdullah Öcalan'la görüştüren kişinin de Ural olduğu öğrenildi.
http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Dünya tarihinin sayfalarını değiştirdi

JAN29


Dünya tarihinin sayfalarını değiştirdi

İstanbul’un iki yakasını birleştirmeyi amaçlayan bir ulaşım projesinin dünya tarihinin sayfalarını değiştireceğini kim tahmin edebilirdi ki? Antik dünyanın bilinen en büyük gemi limanının bu sayede bulunacağını, dünyanın en eski 'toplu' ayak izlerinin bu proje için yürütülen çalışmalarda ortaya çıkacağını... İnsanlık tarihinin en zengin Neolitik Çağ (Cilalı Taş Devri) buluntularını barındıracağını...

Dünya tarihinin sayfalarını değiştirdi
Marmaray projesinin hayali, 1902 yılına kadar uzanıyor. Boğaziçi'nin altına yapılan tüp geçit ile Asya ve Avrupa’yı denizin dibinden birbirine bağlayan, kara üzerinde 30’dan fazla istasyonla İstanbul’a alternatif bir ulaşım güzergâhı yaratan bir ulaşım projesi. Böyle bir ulaşım projesinin hayali 20. yüzyılın başına kadar uzansa da ancak 2004 yılında somut adımlar atıldı. 76 kilometrelik bir güzergâh çizildi. Bunun 13 kilometresi denizin altında.

Fakat binlerce yıllık tarihiyle ve kültür birikimiyle dünyanın gözdesi olan İstanbul’un 'altı' elbette boş değildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın  yaptığı bir açıklamada “çanak çömlek” olarak dile getirdiği arkeolojik bulgular yerin 12 metre altında gün yüzüne çıkma şansına erişmişti.

Erdoğan, “Basit çanak çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi,” derken yiten zamandan dem vuruyor ama zamanın akışında dönüm noktalarından birini belli ki şimdilik o kadar önemli bulmuyordu. Kazıları yakından takip edenlerin verdiği bilgilere göre bazı kazı alanları, yapılan çalışmalar “yeterli” görülerek kapatıldı.  Bu durum bazı bilim insanları tarafından normal karşılanırken, diğerleri “hükümetin baskısından” söz ediyor.

Çünkü Başbakan bundan iki yıl önce de arkeolojik buluntulara “tepkisini” dile getirmişti: “Sürekli yok arkeolojik şey, yok çömlek çıktı, yok şu çıktı bu çıktı ile önümüze engeller koydular.”
İstanbul'un yerleşim tarihi yeniden yazılıyor
Erdoğan, şu an protokolü yenilendiği için durdurulmuş olan Yenikapı kazılarının yeniden başlamasının beklendiği bir dönemde “çanak çömleği” neden gündeme getirdi bilinmez ama buluntuların değeri elbette tartışılmaz.

Kültür Bakanlığı’nın yaklaşık 10 yıldır yürüttüğü ve 60 bin metrekarelik bir alana yayılan kazılarda ortaya çıkarılanlar, İstanbul’un yerleşik yaşama geçiş tarihini bir kere daha teyit ediyor. Dünyanın en büyük gemi filosu buluntusunu gün yüzüne çıkarılıyor ve bundan 8500 yıl öncesindeki yaşamın eşsiz ipuçlarına erişiliyor. Arkeologlar Derneği İstanbul Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü'nde öğretim üyesi Doç. Dr. Necmi Karul, buluntular sayesinde elimize geçen yeni bilgileri anlatıyor: “İstanbul’daki yerleşik hayatın bugünden 8500 yıl öncesine dayandığını Yenikapı kazıları bir kez daha kuvvetli bir şekilde teyit etmiş oldu. 50’li yıllarda Fikirtepe, 80’li yıllarda Pendik’te yapılan kazılarda yerleşimin bu kadar eskiye dayandığını biliyorduk ama Yenikapı bize bunu bir kere daha gösterdi.” Yenikapı kazısı sayesinde bulunan 36 gemiden oluşan gemi filosu ise dünya literatüründe belki de bir ilk. Hem buluntuların sayısının çokluğu hem dokuların bozulmadan kalmış olması büyük bir şans olarak görülüyor.

Yüzyıllar boyunca kullanılmaya devam eden Yenikapı limanının büyüklüğü ve tarihi hakkında bilgi vermesi açısından önemli. Bilim insanları ve arkeologlar, Constantinopolis’in Theodosius Limanı’nın, bu antik kentin 4 ile 7. yüzyılın başlarındaki en büyük ticari ulaşım merkezi olduğunu belirtiyorlar. Karul, “Bu gemiler sayesinde, İstanbul’un dünya ticaret sistemi içindeki yerini, ticareti yapılan nesneleri bilme şansımız” olduğunu söylüyor.

Avrupa tarihi buradan geçiyor
Bunun yanında Bizans Dönemi'ne ait, 13. yüzyıla tarihlenmiş kilise kalıntısının, proje bitiminde tekrar kurulmak üzere duvarları kesilerek kaldırıldığı verilen bilgiler arasında. Karul, Neolitik Çağ'ın, endüstri devrimine kadar olan dönemde yaşam biçimlerini belirleyici nitelikte olduğunu belirtiyor ve bu nedenle bu döneme ait buluntuların tarihi anlamak için önemli olduğunu vurguluyor.

Avrupa tarihi açısından da Anadolu’dan kültür aktarımını anlamaya yardımcı olacağını söylüyor. Bunun yanında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre Yenikapı kazılarında Neolitik Çağ'dan başlayıp, kesintisiz olarak günümüze kadar ulaşan ve kent tarihine ışık tutan 35 bin eser belgelendi.

Hayvan kalıntıları müzeye
Yine Yenikapı’daki kazırlarda ortaya çıkan hayvan kalıntılarının bir müzede sergileneceği söyleniyor. Neolitik Çağ'dan kalma yemek kalıntıları, dönemin insanının ne yediğini veya hangi gıda maddelerinin ticaretinin yapıldığını ortaya çıkarması açısından eşsiz.
Dünyanın önde gelen bilim insanlarını heyecanlandıran ve büyük bir bilgi hazinesi sunan bu kazılarla tarih bilgimiz ne kadar değişecek henüz bilmiyoruz. Ama bu çalışmaların yukarıda bahsettiğimiz küçük bir kısmı bile ortaya çıkan buluntuların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İstanbul’un taşının, toprağının altın olmadığını geçen yıllar bizlere öğretti ama toprağının derinliklerinde büyük hazineleri gizlemeye devam ettiği kesin.

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Bu bomba dünyayı sarsar

JAN29

Bu bomba dünyayı sarsar!
WikiLeaks belgelerinin ardından bu kez de OffshoreLeaks belgeleri patladı. 170 ülkedeki 130 binden fazla multimilyoner zenginin paravan şirketler ve offshore hesaplarla nasıl vergi kaçırdığı ortaya çıktıBu bomba dünyayı sarsar!

Her şey Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsoriyumu'nun posta adresine gelen bir sabit diskile başladı. Kim tarafından gönderildiği bilinmeyen diskin içinde tam 260 gigabyte büyüklüğünde yazışma ve belge bulunuyordu. Gazeteciler, diski incelemeye başladıklarında belki de tarihin en büyük gazetecilik olayıyla karşı karşıya olduklarını anladılar. Aralarında 2 milyon elektronik posta mesajının da yer aldığı belgelerde 170 ülkeden 130 binden fazla ultra-zenginin, siyasetçinin, sanatçının, politikacı eş ve çocuklarının dünyanın dört bir yanındaki offshore bankalarda bulunan hesapları ve vergi kaçırmak için kurdukları paravan şirketler yer alıyordu. ABD'nin gizli yazışmalarını konu alan WikiLeaks belgelerinden 150 kat daha fazla sayıdaki dokümanı birkaç kişinin okuyarak tasniflemesi mümkün değildi. Hemen 40 ülkeden 86 gazetecinin oluşturduğu bir ekip oluşturuldu. Aralarında ABD'den Washington Postİngiltere'den Guardian ve BBC,Belçika'dan Le Soir, Almanya'dan Süddesutsche Zeitung muhabirlerinin bulunduğu bu ekip büyük bir gizlilik içinde tam 15 ay ellerindeki milyonlarca belgeyi inceledi. Ve dün bombalar ardı ardına patladı.



Almanya: Bize verin

Dünyanın dört bir yanında belgeleri temin eden gazeteler internet sitelerinden ilk parti haberleri yayınlamaya başladı. Belgelerin teker teker ortaya çıkmasının ardından offshore hesaplarda 32 trilyon dolar tutan yüzbinlerce zengini de korku saldı. Daha bir gün önce Bütçe Bakanı'nıİsviçre'de 20 yıldır gizli hesaplar bulundurduğu ortaya çıkınca kaybeden Fransa Cumhurbaşkanı Françis Hollande, bu kez de Offshore Leaks ile sarsıldı. Hollande'ın seçim kampanyasındaki sağ kolu ve 'kasası' olarak bilinen Jean Jacques Augier'in Cayman Adaları'nda gizli hesapları bulunduğu ve vergi kaçırdığı anlaşıldı. 30 yıllık bir dönemi kapsayan belgelerde yer alan paravan şirketler ve offshore hesaplarla her yıl en az 280 milyar dolar vergi kaçırıldığı tahmin ediliyor. Belgelerde onlarca Alman'ın da bulunduğu iddiasının ardından ilk harekete geçen Almanya hükümeti oldu. Alman Maliye Bakanı Schauble, 'Gazeteciler belgeleri mutlaka resmi otoritelerle paylaşmalı' açıklaması yaptı. Mali krizdeki Yunanistan da listedeki 107 şirketin peşine düştü.


En büyük bomba Aliyev ailesi

OffshoreLeaks'in ortaya çıkardığı siyasiler arasında en önemli isim Azerbaycan Cumhurbaşkanıİlham Aliyev ve ailesi oldu. Aliyev'in aile üyelerinin en az 4 offshore şirkette hisse sahibi oldukları ortaya çıktı. Dahası, ülkede 4.5 milyar dolarlık inşaat ihalesi kazanan Hassan Gozal isimli işadamının başkanın kızları Arzu ve Leyla adına Virgin Adaları'nda kurulan offshore şirketlerinin de direktörlüğünü yaptığı anlaşıldı. Bu şirketlerin Azeri milletvekillerinin şirket sahibi olmasını engelleyen anayasa hükmünü ihlal edip etmediği şimdiden tartışma konusu oldu. Belgeler ayrıca Arzu ve Leyla'nın 2008 yılında babaları ikinci kez cumhurbaşkanı seçildikten 2 ay sonra şirketleri kendi üzerlerine aldıklarını gösteriyor. Kızların adres olarak gösterdikleri Dubai'deki lüks evin değeri ise en az 6 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Aliyev'in, cumhurbaşkanlığı öncesinde de parlamentoda görev yapıyordu. İlham Aliyev, eşi Mihriban ve kızları belgelerin ortaya çıkmasından sonra sorulan soruları cevapsız bıraktı.

İşte hedefteki zenginler

- Çoğu Virgin Adaları'nda bulunan 2.5 milyon hesabın 46 vergi cenneti ülkede bulunduğu açıklandı.

- Belgelerde Aliyev ailesinin yanısıra RusyaKanadaPakistanFilipinlerTaylandMoğolistangibi ülkelerde siyasilerin ve ailelerinin vergi kaçırmak ve/veya servetlerini gizlemek için para cennetlerine başvurdukları görülüyor.

- Mega zenginlerin yat, malikane, pahalı sanat eserleri alırken gizliliklerini korumak ve vergi ödememek için alımlarını offshore ülkelerdeki hesaplar üzerinden yaptıkları anlaşılıyor.

UBS, Clariden ve Deustche Bank gibi birçok bankanın müşterilerine sürekli olarak gizlilik vaadeden offshore şirketlerle ilgili raporlar sunduğu ortaya çıktı.

- Moğolistan'da eski finans bakanı ve meclis başkan yardımcısı Bayartsogt Sangajav'ın offshore hesapları ortaya çıkarıldı. Sangajav, 'Sanırım istifa etmem gerekecek' dedi.

- Rusya Başbakan yardımcısı Igor Shuvalov'un eşi Olga Shuvalova belgelerde yer alan isimlerden biri oldu. İlk açıklamasında 'yasadışı birşey yapmadığını' söyledi.

- Kanadalı bir senatörün eşi Tony Merchant'ın 800 bin dolarını vergi cennetlerinde tuttuğu anlaşıldı.

- Defalarca yolsuzlukla itham edilen Filipinler eski diktatörü Ferdinand Marcos'un en büyük kızı Maria Imelda Marcos da belgelerde en çok ismi geçen ünlülerden biri oldu.

İspanya'nın en büyük sanat koleksiyoncusu ve eski İspanya güzeli Barones Carmen Thyssen-Bornemisza'nın sanat eserlerini satın alırken offshore şirketlerini kullanarak vergi kaçırdığı anlaşıldı.

- Doğu Alman istihbaratının eski müdürünün oğlu Franz Wolf, Almanya'daki isimler arasında en çok göze çarpan kişi oldu.

- İsviçre'de 300, İtalya'da 200 kişinin listelendiği, Yunanistan'da ise 103 ismin listede olduğu belirtildi.

Hindistan'da iki milletvekilinin offshore hesapları ortaya çıktı. Her ikisinin de koltuğunu kaybedeceği belirtiliyor.

- Zimbabve diktatörü Robert Mugabe'nin halkı yokluk içinde yaşarken tüm servetini vergi cennetlerinde tuttuğu anlaşıldı. http://www.varaktasarim.com/

continue reading