Akdeniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Akdeniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Temizliğin lideri Antakyalı Mihraç

JAN29


Suriyeli muhalifler, Banyas'ta geçtiğimiz hafta yapılan katliamı, "etnik temizlik" stratejisinin bir parçası olduğunu iddia etti. Katliamın sorumlularından birinin de, THKP-Acilciler örgütü lideri Mihraç Ural olduğu ileri sürüldü.

'Temizliğin lideri Antakyalı Mihraç'
İngiliz Times gazetesi, Suriyeli muhaliflerin, ülkedeki katliamları "etnik temizlik" stratejisinin parçası olarak tanımladığını yazdı. Haberde, THKP-Acilciler örgütünün lideri olarak bilinen Mihraç Ural'ın adının da katliamların sorumlularından biri olarak geçtiği belirtildi. İngiliz Times gazetesindeki haberin çıkış noktası, Akdeniz kıyısındaki Banyas’ta geçen hafta yüzlerce kişinin, Devlet Başkanı Beşşar Esad yanlısı Alevi milisler tarafından öldürüldüğü iddiası. Haberi destekleyen iki unsurdan birisi, Türkiye’de yasadışı THKP-C Acilciler örgütünün lideri olarak tanınan Mihraç Ural’ın konuşmalarını içeren bir video kaydı.
'MUKAVEME SURİYE'
Aslen Antakyalı olan ve on yıllardır Suriye’de yaşayan Ural’ın burada, Suriye rejimine muhalif İslamcı militanlarla savaşmak için ‘Mukaveme Suriye’ adlı bir örgüt kurduğu çeşitli haberlere konu olmuştu. İngiliz Times gazetesi, video kaydında Ural’ın şu sözleri sarf ettiğini aktarıyor: “Banyas teröristlerin denize tek erişim yoludur. Banyas’ı kuşatmak son derece acildir (…) Banyas’ı kuşatmak ve sonra temizliğe başlamak… Mukaveme Suriye olarak bizler devreye girip savaşı desteklemeliyiz.” Hatay’ın Yayladağı ilçesinde Times gazetesine açıklama yapan Suriyeli muhalif Ömer Huzeyfe, Banyas’taki Sünni köylerinde, çoğunluğu kadın ve çocuk olan 800 civarında kişinin öldürüldüğünü iddia ediyor.
'URAL DA ROL OYNADI'
Suriyeli muhalif Huzeyfe katliamlarda Ural'a bağlı milislerin de rol oynadığını savundu. Huzeyfe’nin iddialarına göre, Alevi milislerin üç saat içinde evlerini terk etmesini istediği köylülerin kimileriHristiyan köylerine sığınmış, kimileri de dağlara kaçmış. Huzeyfe şöyle diyor: “Bu rejimin son kozu; Alevi devleti istiyorlar. Bunu yaratabilmek için çok sayıda insanı öldürmek, diğerlerini de terk ettirmek zorundalar. Bu ellerindeki tek çözüm ve şimdi bunu sahada uyguluyorlar.”
DAVUTOĞLU'NDAN ALINTI
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bir toplantı için bulunduğu Londra’daki şu açıklamasına da haberde yer veriliyor: “Banyas olayında bizi kaygılandıran husus şu; artık ülkenin tümünü kontrol altına almak mümkün değilse, belli bir bölgeyi etnik temizliğe tabi tutup o bölgede etkin olma stratejisine geçmiş olması.”

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Sıcaklık artarak devam edecek

JAN29


METEOROLOJİ Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz hafta sonundan bu yana mevsim normallerinin 5 ila 8 derece üzerinde seyreden hava sıcaklığının yarın ve hafta sonunda da bütün yurtta normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğinin tahmin edildiğini açıkladı.

Sıcaklık artarak devam edecek
Ankara / DHA
Bu hafta içerisinde ölçülen en yüksek hava sıcaklığı Hatay’da 37, Adana ve Antalya’da 36, Aydın’da 35, Manisa’da 34, İzmir’de 32, İstanbul’da 29 Ankara’da 28 derece olduğu belirtildi. Bu hafta sonunda da bütün bölgelerde havanın genellikle az bulutlu ve açık, İç bölgelerde öğle saatlerinde parçalı ve çok bulutlu, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Akdeniz’in iç kesimleri ileDoğu Anadolu’nun kuzeyinde ise kısa süreli ve yerel sağanak geçişlerin olacağı belirtildi.
İŞTE BEŞ GÜNLÜK HAVA TAHMİNİ
Hava sıcaklığının, önümüzdeki hafta başından itibaren doğu bölgelerinde görülecek yağışlarla birlikte biraz azalarak mevsim normalleri civarına düşeceği, ancak iç ve batı bölgelerde önümüzdeki hafta boyunca da mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edeceğinin tahmin edildiği açıklandı.

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Kılıçdaroğlu'nun cevap veremediği soru

JAN29


Abbas Güçlü'nün sunduğu Genç Bakış'ın bu hafta konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu

Kılıçdaroğlu'nun cevap veremediği soru
 Abbas Güçlü'nün sunduğu Genç Bakış'ın bu hafta konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden yapılan canlı yayına katılan Kılıçdaroğlu, salonda bulunan hukuk öğrencisi gencin sorusu karşısında zor anlar yaşadı.

NEDEN ASKERLERİ ZİYARET ETMEDİNİZ


Sadece kendi milletvekilleri olan Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ı Silivri cezaevinde ziyaret ettiği eleştirisinde bulunan, Balyoz davasından 16 yıl hüküm giyen Kurmay Albay Erdoğan Koçoğlu'nun oğlu Yiğit Gökçekhan Koçoğlu, Kılıçdaroğlu'nun "Bir genel başkan olarak bu ülkeye canını veren askerlerinize destek olmanız gerekmiyor mu" diyen gence verdiği yanıta "Mahkemeler AK Parti'nin güdümünde" diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, Silivri'ye en çok giden milletvekillerinin CHP'liler olduğunu vurguladı.


BAŞBAKAN GELDİ, SİZ GELMEDİNİZ"
Kılıçdaroğlu'nun yanıtı, üniversite öğrencisi genci tatmin etmediği gibi sinirlendirdi. "Sorumu dolandırdınız, yanıt vermediniz. Ergin Saygun'a Başbakan bile gitti. O da insani bir ziyaret içindi. Fakat bu insani ziyareti Kemal Kılıçdaroğlu yapmadı" diyerek tepki gösterdi.

http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Erdoğan: Tutuksuz yargılanabilirlerdi

JAN29

Erdoğan: Tutuksuz yargılanabilirlerdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muvazzaf subayların yargılanması ile ilgili olarak, yeni bir düzenleme yapmaya ihtiyaç olmadığını bildirerek, ”Tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü yargı paketinin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum” dedi

Erdoğan: Tutuksuz yargılanabilirlerdi
ANKARA (AA)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Güney Kıbrıs  yönetiminin hala Akdeniz’deki bazı akıl almaz hayalleri şüphesiz ki bizimde  buradaki yaklaşım tarzımızı çok daha farklı hale getirmektedir. Burada Lübnan’ın  hassasiyeti inanıyorum ki ortak hassasiyetimizin de bir gereğidir” dedi.
         Başbakan Erdoğan ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati, Başbakanlık Merkez  Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı  düzenledi.
         Başbakan Erdoğan, başa başa ve heyetler arası görüşmede, iki ülke  arasındaki ilişkilerin gözden geçirildiğini belirterek, ”Lübnan ile ikili  ilişikilerimiz göreve geldiğimiz günden bugüne 219 milyon dolardan yaklaşık 5  kart artarak, 1 milyar dolara yükseldi. Tabii bu hızlı artışın bölgemizdeki  siyasi ve toplumsal çalkantılara rağmen 2012 yılında da mevcut durumunu koruyor”  diye konuştu.
         Lübnan ile tarihi bağlara dayalı bir dayanışma anlayışının mevcut  olduğunu ve Lübnan’ın sıkıntılarının Türkiye’nin sıkıntısı olduğunu ifade eden  Erdoğan, ”Bütün bu gelişmelerin olduğu dönemde de bizler Lübnan’la bu  dayanışmamızı, bu ilişkilerimizi sürekli devam ettirdik ve her geçen gün de  sürekli artan bir ivme ile bu işbirliğimiz bu dayanışmamız devam etmektedir”  değerlendirmesinde bulundu.
         Lübnanlı mevkidaşı Mikati ile görüşmelerinde Suriye’deki kriz başta olmak  üzere bölgedeki son gelişmeleri etraflıca değerlendirme imkanı buldukları ifade  eden Erdoğan, şöyle konuştu:
         ”Zira Suriye ile Lübnan arasındaki ilişkilerinde geçmişi biliyorsunuz.  Çok çok anlamlı bir geçmişe sahiptir ve gerek Lübnan’ın Suriye ile olan sınırı  gerekse bizim Suriye ile olan sınırımız adeta üç ülkenin birbiriyle bir defa  sınır ülkeler olarak, komşu ülkeler olarak, bir farklılık ortaya koymaktadır.  Tabii Lübnan’da barış ve istikrarın muhafazasının taşıdığı önem çok çok önemli ve  Lübnan’ın durumu değerlendirirken bu göz ardı etmek tabii mümkün değildir.
         Bizler Türkiye olarak, Lübnan’da iç barış ve istikrarın  güçlendirilmesinde, Lübnan’ın bağımsızlığına egemenliğine ve toprak bütünlüğüne  büyük önem veriyoruz. Bizim dış politikabağlamında Lübnan’a bakışımız bu.
         Lübnan halkının güven içinde yaşamını sürdürmesi için her türlü katkıyı  sağlamaya hazır olduğumuzda bu vesile ile güçlü bir şekilde vurgulamak isterim.  Suriye konusunda ve diğer bölgesel gelişmeler karşısında Lübnan Hükümeti’nin  yaklaşımı destekliyoruz. Zira bölgemiz hassas bir dönemden geçiyor. Bu hassas  dönemde Lübnan halkının barış içinde bir arada yaşama ilkesi dayalı ortak  kültürünü yaşatmaya devam edeceğine bizim de inancımız tamdır.”
         Görüşmede, Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge konusunun da ele alındığını  belirten Erdoğan, ”Bütün bunlarla birlikte güvenlik noktasında Akdeniz’de  müşterek dayanışma içerisinde kaygı verici bazı adımlara da dikkat edilmesi  gerektiğini de özellikle vurgulama imkanımız oldu. Zira Güney Kıbrıs yönetiminin  hala Akdeniz’deki bazı akıl almaz hayalleri şüphesiz ki bizimde buradaki yaklaşım  tarzımızı çok daha farklı hale getirmektedir. Burada Lübnan’ın hassasiyeti  inanıyorum ki ortak hassasiyetimizin de bir gereğidir. Zira 1960 anlaşmasına  gittiğimizde buradaİngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın ancak güvenlik güçleri  bulundurma noktasında onlara böyle bir yetki veriyor ve Güney Kıbrıs’a orada bir  muhafız ordusu vesaire gibi bir yapılanmaya asla müsaade etmiyor” ifadelerini  kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muvazzaf  subayların yargılanması ile ilgili olarak, yeni bir düzenleme yapmaya ihtiyaç  olmadığını bildirerek, ”Tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra  hükmü verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü yargı  paketinin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum” dedi.
         Başbakan Erdoğan ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati Başbakanlık Merkez  Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı  düzenledi.
         Erdoğan, ”Tutuklu askerlerle ilgili rahatsızlığınızı ifade etmiştiniz,  yasal bir düzenlemenin de sinyalini vermiştiniz. O adım atıldı mı?” sorusunu  yanıtlarken, ”Biz bunu 3. Yargı Paketi’nde çözdük diyebilirim. Çünkü burada  bizim derdimiz, yargıya müdahale değil. Bizim itirazımız aslında yargı sürecinin  uzamasına yöneliktir ve tutukluluk süresinin uzun olmasına yöneliktir” dedi.
         3. Yargı Paketi’nde gerekeni yaptıklarına ve adli yargıda üst sınırı  kaldırdıklarına işaret eden Erdoğan, tutuksuz yargılamayı mümkün hale  getirdiklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
         ”Hele hele bu tür meslek grupları çok da önemli. Çünkü tutuksuz  yargılama süreci içerisinde devletin bu denli önemli olan kurum ve kuruluşları en  azından bu çalışma sürecinde herhangi bir aksama meydana gelmeyecek ve bu çalışma  sürecini de başarıyla sürdürecektir. Tutuklu yargılama için gerekçeli şart  getirmek suretiyle bu ayrıntılı gerekçeli şartı 3. Yargı Paketi’nde ayrıca bunu  getirdik. Buna yönelik olarak da adli kontrol uygulayarak tutuksuz yargılama  zaten mümkün hale geldi. Fakat buna rağmen maalesef işler bu kadar seri hala  yürümüyor. İşlerin bu kadar seri yürümeyişi de bu süreci ciddi manada sıkıntıya  sokuyor. Temenni ederim ki yargı bu süreci daha da hızlandırsın ve bir an önce bu  adımlar atılsın. Zira bunların içerisinde o akşamda söylediğim gibi emekli olan  paşalarımız hepsi bu davetlere uydular, geldiler ifadelerini verdiler.  İfadelerini verdikten sonra da tabii tutuklandılar ama tutuksuz olarak da bunlar  yargılanabilirdi. Muvazzaf olan subaylarımız, astsubaylarımız hepsi yine davet  edildiler ve kendileri gidip ifadelerini verdiler. Ondan sonra da tutuklanarak,  bunlarda tutuksuz yargılama sürecine giren zaten çok az oldu. Büyük bir çoğunluk  ki şu ana kadar herhalde 400’ü buluyor, bunlar şu anda içeride ve hala bu sürece  yönelik de bazı yeni adımlar şu anda planlanıyor. Ben, bu konuda 4. Yargı  Paketi’nde yeni bir düzenlemeye gerek yok ama bu anlayışın değişmesi lazım diye  düşünüyorum ve gerekli düzenlemeler zaten var. Kararı elbette yargı verecektir.  Yargıya bu konuda müdahale etme yetkimiz yok ama bir siyasi sorumluluğun gereği  olarak, ülkeyi yöneten, yasamanın içinde olan ve siyasi sorumluluk taşıyan insan  olarak, bir Başbakan olarak bunu özellikle ifade etmek durumundayım. Çünkü bu  komuta kademesinin içerisinde beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. Onların  durumlarını biliyorum. Bu konudaki hassasiyetlerini biliyorum ve bunu bildiğim  için de diyorum ki bu tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü
 verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü Yargı Paketi’nin bu  konuda yeterli olduğuna inanıyorum”
        
”Milletimin şu anda bu sürece bakışı çok çok olumlu”
         Başbakan Erdoğan, ”İmralı sürecine ilişkin, İmralı’yla görüşmelerin bir  benzerinin Erbil’de yapılmasına dair bazı haberler kamuoyuna yansıdı. Bu konuda  siz de ’Bu sorun çözülecekse kiminle görüşülmesi gerekiyorsa görüşülür’  açıklaması yapmıştınız. Öncelikle İmralı dışında Erbil ile de görüşmelerin  sürdürülmesi söz konusu mu” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
         ”Kiminle görüşmemiz gerekiyor derken burada tabii bizim birçok bu konuda  bu süreci değerlendirebileceğimiz arkadaşlarımız var. Milli İstihbarat  Teşkilatımız bunun en önemli ayağıdır. Ama karşımızda siyasi muhatap varsa  bununla ilgili de söylemiştim biliyorsunuz, bizim müzakereedebileceğimiz siyasi  muhataplarımız olabilir, bu siyasi muhataplarımız yerli de olur uluslararası da  olur. Uluslararası camiada da Erbil’deki siyasi uzantılar, siyasi muhataplardan  istifade edeceksek, onlarla da bu işi görüşürüz. Nitekim de görüştük,  görüşüyoruz, ben de görüştüm, bakan arkadaşlarım da görüştü. Çünkü onlar Irak  parlamentosunda, Irak’taki eyalet yapılanması içinde yer alan siyasilerdir.  Onlarla da görüşmeleri bugüne kadar yaptık yapıyoruz, bundan sonraki süreçte de  yapabiliriz. Yeter ki bir karara varalım. Şu refah huzur ortamını ülkemizde  yakalayalım ve gördüğüm kadarıyla halkımın, milletimin şu anda bu sürece bakışı
 çok çok olumlu. Yaptırdığım kamuoyu araştırmalarında da bunu görüyorum. Yani  gerek İmralı ile yapılan görüşmeler, gerek halkımızla şu anda yaptığımız ortak  diyalog çalışmaları bu sürecin neolursa olsun bitirilmesi noktasındadır. Tüm  medya mensuplarının da bu konuda verecekleri destek, verdikleri destek bu sürecin  bitirilmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum.”http://www.varaktasarim.com/

continue reading