Başbakan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Başbakan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın hayatı

JAN29

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV'de yayınlanan ''Ustanın Hikayesi' belgeselini anlatıyor. Başbakan Erdoğan, Emine Erdoğan'la tanışmasını anlatırken, "Tepebaşı Gazinosu vardı. O gün partimizin toplantısında bizim hanımın tasarımcılık yönü vardır. Dikkatimi çekti. Elektriklenme ile tabir edilen aşık olmak denen durum meydana geldi. Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bizimki de biz bir aşık olduk pir aşık olduk" dedi.

Belgeselde başbakanın hayat hikayesiyle ilgili birçok sanatçı görüşleri, bazı canlandırmalar ve çocuklarla yapılan röportajlar bulunuyor.Belgeselde Ajda Pekkan, Kenan İmirzalıoğlu, Orhan Gencebay, Kenan Işık, Acun Ilıcalı, Fatih Terim ve Hidayet Türkoğlu gibi isimlerin başbakan hakkındaki görüşlerini anlatan klipler de yer aldı.
FINDIK BAHÇELERİNE GİDERDİM
Banka kumbarası şeklinde değil ama anacağımın verdiği bir kumbara vardı. Bayramda seyranda o ufak bir şey katar bak sana paranla bunu aldık derdi. Babam iznini hep bir aylık döneme getirirdi. Zaman zaman büyüklerimizle birlikte bizde fındık bahçelerine girmişliğim vardır. Ama oralarda imam hatip liselerinde aldığım eğitim gelişimime çok faydalı oldu.
ANNEM ÇOK MAHARETLİYDİ
Annem rahmetli çok maharetliydi. Hamuru ince açar onu kuzinede hazırlar, sarması çok meşhurdu. Rize'de mıhlama Trabzon'da kuymak deriz onu yeme imkanımız oldu. Pilavımız hep güzeldi. Ev misafirsiz kalmazdı. Babam memleketten misafirimiz gelince alır gelirdi. Bizde sini derler orda yemeğimizi yerdik. O da gelen giden arasındaki muhabbet için çok önemli bir köprü. Babam çok güvenilir biriydi. bizim yetişmemizde onun yapısının çok çok büyük etkisi olmuştur. İsmail diye bir arkadaşım vardı. Babam haftada 2.5 lira verirdi. Sirkeci'de keskin color diye bir kartpostal şirketi vardı. Balat'tan tramvaya biner akşam etüde yetişirdim. O arkadaşından ben ilk kaynak kitaplarımı almaya başladım. Aynı şekilde bir tesvir kitabı aldım. Bunu almışken babam benim bu teşebbüsümü görünce bana kitaplarımı saklayabilecek biçimde bir kütüphane yaptı. Teknik ressamlar cemiyeti kız sanat enstitüsünde düzenlediği yarışmaya katılmış ve ilk duvara monte edilen kütüphane ödülü almıştık. Bunlar bana kitleler karşısında konuşma kabiliyetimi artırdı.












http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Başbakan'ın yüzüne karşı bunları söyledi

JAN29

Adli Yıl açılış töreninde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan sert eleştiriler...

Başbakan'ın yüzüne karşı bunları söyledi
 Adli Yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sert eleştiriler içeren konuşmasıdamga vurdu.
 
Cumhurbaşkanı Abdullah GülTBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de katıldığı açılış töreninde konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye gündemine dair çok sayıda konuda sert eleştirilerde bulundu.
 
İşte konuşmadan bazı satırbaşları:
 
"MİLLİ İRADE DİYENLER OTORİTERLEŞTİ"
 
‘Milli irade’ tabiriyle ilgili konuşan Feyzioğlu, “Dünya ve Türkiye tarihine bakıldığında, milli irade tabiri daha ziyade, seçimle iş başına gelmiş ancak çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğu benimsemiş ve giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış siyasi iktidarların tercihi olmuştur” dedi.
 
 
Çağdaş demokrasilerin çoğulcu olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “milli irade tabiri, çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği, siyasi iktidarın her kurumu ele geçirdiği ve yaşamın her alanını düzenlemeye soyunduğu, insanların yaşam biçimine müdahale ettiği dönemlerdeki içeriğinden elbette ki farklı anlaşılmak zorundadır” diye konuştu.
 
Cumhuriyetin temel niteliklerinin çoğunluğun azınlığa tahakkümünü sınırladığını belirten Feyzioğlu, “Bu sınırlamalarla kastedilen, bazılarının ileri sürdüğünün aksine, azınlığın çoğunluğa tahakkümü asla değildir; kastedilen, demokratik uzlaşma kültürüdür, katılımcı demokrasidir, geçici bir çoğunluğun geçici bir azınlık üzerinde mutlak egemenlik kurmasının önlenmesidir; nasıl yaşayacağını, hangi okula gideceğini, hangi inanca sahip olacağını, nerede ibadet edeceğini, hangi ahlak kuralını benimseyeceğini kişilere dayatmaya kalkışmamasıdır” ifadelerini kullandı.
 
"DEMOKRASİ SANDIKLA SINIRLI DEĞİL"
 
Feyzioğlu eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
- Demokrasilerde “seçim sandığı” kuşkusuz vazgeçilmezdir. Ancak demokrasi, sandıktan sandığa oy vermekle sınırlı birrejim değil, bir yaşam biçimidir. Demokratik hukuk devletinde, siyasi iktidar, parlamentodaki çoğunluğu neolursa olsun hukuk kurallarıyla bağlı olduğunu bilir. Hukuk kurallarını uygulayanlar da daima özgürlükçü pencereden bakarlar. Çünkü demokratik hukuk devletinde özgürlükler esas, özgürlüklerin kısıtlanması ise istisnadır.
 
"KUTSAL OLAN DEVLET DEĞİL İNSANDIR"
 
- Çağdaş devlet anlayışında kutsal olan devlet değil, devletin hizmetleyükümlü olduğu insandır. Devleti kutsallaştırmak isteyenler, aslında kendilerini kutsallaştırmak ve dokunulmaz ilan etmek isterler. Bu düşüncede olanlar halka sundukları hizmetleri bir görev olarak değil, bir lütuf olarak görürler. Kendi kendilerini halka hizmet ederken lütufta bulunduklarına inandıranlar, bireylerinmuhalif düşünceler açıklamasına, toplulukların toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmasına öfkelenirler ve halkı kadir bilmezlikle suçlarlar.
 
"İKTİDARLAR DEMOKRASİ DALINI KENDİ ELLERİYLE KESMEZLER"
 
- Siyasi iktidarlar, demokratik kitle örgütlerinin eleştirilerinden elbette haz etmek zorunda değildir; ancak çoğulcu demokrasilerde, siyasi iktidarlar, bu eleştirileri değerlendirmek ve hoşgörüyle karşılamak zorundadır. Çoğulcu demokrasilerde siyasi iktidarlar hoşlarına gitmeyen siyasi düşünceleri hedef almazlar, parlamentodaki çoğunluklarına dayanarak demokratik kitle örgütlerini yok etmeye kalkışmazlar; bunları demokrasinin vazgeçilmezi olarak kabul ederler ve birlikte yaşarlar. Böylece bindikleri demokrasi dalını kendi elleriyle kesmezler.
 
- Esasen çoğulcu demokrasi, gerçek demokrasinin tek modelidir. Çoğunlukçu rejimler kendi kendilerini demokrasi olarak ilan etseler de, o düzenlerde özgürlük yoktur, siyasi iktidarın lütufları vardır.
 
ADALET BAKANI’NDAN CEVAP
 
Törenin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin Feyzioğlu’nun bu sözlerine cevap verdi.
 
Sadullah Ergin, “Barolar Birliği seçimlerinin de çoğulcu şekilde yapılması için öneriler yapacağız. Umarım sayın Başkan bunu kabul eder” diye konuştu.
http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Erdoğan: Derin devlet virüs gibidir uygun zamanda ortaya çıkar

JAN29



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Tunus Başbakanı Hamadi el-Cibali'nin ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan toplantıda gazetecilerin sorularınıda yanıtladı.

 Başbakan Erdoğan, dinleme cihazı ile ilgili sorulan bir soruya, "Böcek konusu artık devam ettirmeyelim. Şu anda 2'den 3'e çıkmış. Herhalde artarakda devam eder. Her ülkenin kendi içinde derin devleti vardır virüs gibidir uygun zamanda ortaya çıkar. Bu tür konularla mücadelemiz devam ediyor. Bunu tamamen sildik, bitirdik, yok ettik böyle bir iddianın içinde bulunmam mümkün değil. Çünkü dünyada hiçbir ülkenin, devletin, derin devleti kendi bünyesinde bitirdiğine, temizlediğine, bir siyasetçi olarak ben inanmıyorum" şeklinde cevap verdi.
"BİR BAŞBAKAN OLARAK ONUN KARŞISINA DİKİLİRİM"
"ODTÜ olayları konusunda üniversiteler bölündü mü? YÖK'ün devreye girmesi söz konunusu olacak mı?" sorusuna Başbakan Erdoğan şöyle yanıt verdi: Sizlerin vasıtasıyla bizleri izleyenlere bir konuyu tezekkür etmeye davet ediyorum. Demokrasilerde eleştirilerin olmasının en doğal hal olduğunu ifade ettim. Ama bir eleştiri gücünü şiddetten alıyorsa ben bir Başbakan olarak onun karşısına dikilirim. Bir rektör veya akademisyen elinde demir bilyeleri sapan ile polisine atan ve bunu atmayı öğretmeyi gerektirmez. Aynı şekilde okul kampüsü içinde araba lastiği yakmayı gerektirmez. Bir öğrenci ünivevrsite kampüsünü savaş alanına çeviriyorsa. Farklı üniversilerden gelenlerle birlikte bu eylemi gerçekleştiriyorsa, hiç kimse bunları samimi bir ortamda değerlendiremez. Bana göre bunu eleştirenle o mesleği bıraksınlar. Onlara katılarak şiddetten kuvvet alana insanlar olarak alanlara çıksınlar. Güvenlik güçleri görevini yapmıştır." dedi. 

continue reading