MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız

JAN29


17 Mart 2013 - 02:30

İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız
İmralı ile müzakere sürecini eleştiren Bahçeli, “Millet yetki verirse İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a başkanlık için ülkeyi peşkeş çekemeyeceği uyarısında bulunan Bahçeli, “Senin milletin yok” ifadelerini kullandı
Yorum: 0İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız
ÖNDER YILMAZ Ordu
Yerel seçim çalışmaları kapsamında Karadeniz turuna çıkan MHP lideri Devlet Bahçeli Bahçeli, Ordu’nun Fatsa ilçesindeki aday tanıtım toplantısında hükümete yüklendi.

PKK’nın kaçırdığı kamu görevlilerinin tesliminde yaşananları eleştiren Bahçeli, “PKK’lılara elini vermeyen evlatlarımızın alnından öpüyor, hepsini tebrik ediyorum. Cenevre Sözleşmesi’yle ancak karşılıklı olarak devletlere tanınan hak ve yetkiler AKP sayesinde PKK’ya müzakereyle ikram edilmiştir. Teröristlerin yanında ayakta dikilen sekiz evladımız olmayıp, Türk milletidir. Yaşanan rezillikleri görmezden gelip de, sevinç çığlıkları atanlara, PKK’nın jest yaptığını şuursuzca dile getirenlere, insani bir tavır olarak yorumlayanlara, diyeceğim tek şey vardır: Alayınıza yazıklar olsun, milletimizin hakkı haram zıkkım olsun” diye konuştu.
Alaşağı edin
Çözüm süreci nedeniyle Ak Parti hükümetini eleştiren Bahçeli “Gelişmeler göstermektedir ki, AKPKürdistan’a çanak tutmaktadır. Türkiye kimlerin eline kalmıştır. Biliniz ki devran dönecek, bu şarkı bitecek, bu karanlık devir tuzla buz olacaktır. Başbakan birlikte yürüdükleriyle hesap verecektir.İmralı canisiyle başkanlık ittifakına soyunmasının cevabını en başta Fatsalı kardeşlerimden alacaktır. Bu hesap kıyamete kalmayacak. Sadece ve sadece devlet başkanı olacağım diye her tarafıyla hırs bürümüş bir hırsa yüklenmiş kişiyi, yeter artık diyebilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde alaşağı ediniz” ifadelerini kullandı. Akşam saatlerinde partisinin Ordu il teşkilatıyla salon toplantısında bir araya gelen Bahçeli, şunları kaydetti:
Başkanlık Sistemi tuzak
“Başkanlık sistemi bir tuzaktır. Devlet başkanı olacağım diye memleketi peşkeş çekemezsin. Sayın Başbakan, bağımsız Kürdistan diye söylemediğin bir niyetin mi var? Amerika’ya bir gizli, başkalarına söylemediğin sözün mü var. Gel bunu milletine de söyle. Ama senin milletin yok. Başbakan ile İmralı canisi şıracı ile bozacı olmuşlar, birbirlerine şahitlik etmeye başlamışlardır. Şayet süreçte amaçlanan İmralı canisinin affı, PKK’nın siyasete taşınmasıysa, biz var oldukça bunun gerçekleşmesi rüyada bile olmayacaktır. Süreçten kastedilen vatanımızın bir bölümünü ayırmak, özerklik inşa etmek, çok kimlikli, çok dilli ortaklıklar devleti kurmak ise bunun karşısına bozkurt gibi dikiliriz. Türkiye’nin var olması, Türk milletinin ayakta kalması için her şeyi göze alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Milletimiz bize yetki verirse Çanakkale ruhunu rehber yapar, Milli Mücadele meşalesini yakar, Türk milletinin zafer yoluna düşer, İmralı’yı yıkar, Kandil’i yakarız.”
http://www.varaktasarim.com/

continue reading

Annesi 14 yaşındaki genci mahkum ettirmekte ısrarlı

JAN29


Annesi 14 yaşındaki genci mahkum ettirmekte ısrarlı
Teslime TOSUN/ANTALYA, (DHA)
ANTALYA’da Ayşe Gül Atay, eşiyle boşanmasının ardından velayeti kendisine verilen oğlu 14 yaşındaki M.Z.Ö.’yü ısrarla mahkum ettirmeye çalışıyor. ’Sen anne değilsin, o... kadın’ dediğini ileri sürerek şikayetçi olduğu M.Z.Ö. için savcının verdiği takipsizlik karırına itiraz edip kaldırtan Ayşe Gül Atay, öz oğlunun 1 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davayı açtırdı.
Antalya’nın merkez Kepez Belediyesi’nin eski başkanı MHP’liMehmet Atay’ın eşi Ayşe Gül Atay, ilk evliliğinden olan veboşanma davasında velayeti kendisine verilen oğlu M.Z.Ö.’nün kendisine hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasıyla geçen yıl savcılığa şikayette bulundu. Gözaltına alınan ve bir gece Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nde kalan M.Z.Ö. hakkında, o zaman 13 yaşında olduğunu göz önünde tutan savcılık takipsizlik kararıverdi. Ancak anne Ayşe Gül Atay, savcının kararına itiraz ederek, oğlunun cezalandırılmasını istedi.
İtiraz üzerine takipsizlik kararı kaldırıldı ve M.Z.Ö. hakkında Antalya 2’nci Çocuk Mahkemesi’nde, ’hakaret’ ve ’tehdit’ suçlamalarıyla 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
ANNE VE ÜVEY BABA ŞİKAYETÇİ
Davanın ilk duruşmasına babasının yanında kalan M.Z.Ö. sanık, annesi Ayşe Gül Atay ve üvey baba eski Kepez Belediye Başkanı Mehmet Atay şikayetçi olarak katıldı. Duruşmada şikayetçi olduğunu yineleyen Ayşe Gül Atay, oğlu M.Z.Ö.’nün 2008’den bu yana babasının yanında kaldığını belirterek şunları söyledi:
"Olaydan bir kaç gün önce valiziyle eve geldi ve ’Ben artık sizde kalacağım’ dedi. Ancak geldiği günden beri bana karşı saygısız davranışları ve saldırgan tavırları değişmedi. ’Ben televizyonu kırsam kimse bana ceza vermez. Bana bakmak zorundasınız’ diyordu. Olay günü eline yemek tabağını alıp, bağırıp çağırdı. Mehmet Bey odaya girince tabağı yere fırlattı, kırdı."
Üvey baba eski Kepez Belediye Başkanı Mehmet Atay da eşi Ayşe Gül Atay’ı doğrulayarak, M.Z.Ö.’nün kendisine de hakaret ettiğini söyledi. Mehmet Atay, eşi Ayşe Gül’ün boşandığı eşinden çocuklarıyla ilgili nafaka aldığını belirterek bunun için M.Z.Ö.’nün kendisine "Şerefsiz adam, benim paramı mı yiyeceksin" dediğini ileri sürdü.
ANNESİNİN SUÇLAMALARINI REDDETTİ
Sanık sandalyesinde 14 yaşındaki M.Z.Ö., öz annesi Ayşe Gül Atay ile üvey babası Mehmet Atay’ın suçlamalarını reddederek, şunları söyledi:
"Annem evlendikten sonra velayetim annemde olmasına rağmen babamla kalmaya başladım. Annem kız kardeşimle babamı görüştürmüyordu. Bu nedenle aralarında tartışma vardı. Annem hem benim, hem de kız kardeşimin nafakasını ödemediği iddiasıyla babamı dava etti. Annem ’Oğlanı polis zoruyla senden alacağım’ deyince valizimi hazırlayıp babama, annemin yanına gideceğimi bildirdim. Babam karışmadı. Annemin evine gittim ama bir hafta içinde üvey babam Mehmet Atay beni evden attı. Eve, polis marifetiyle girmek zorunda kaldım. Bir hafta sonra yeniden kavga alevlendi ve Mehmet Atay bana hitaben, ’Şerefsizin oğlu’ diye bağırıp, vurmak için elini kaldırdı. Elimde tabaklar vardı. Kendimi korumak için elimi kaldırınca tabaklar düştü. Sürekli olarak bana ve babama hakaret edildi o evde."
Mahkeme M.Z.Ö.’nün ailesiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle psikolojisinin bozulup bozulmadığının belirlenmesi için psikologa gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
http://www.varaktasarim.com/

continue reading

ODTÜ’deki olaylar üniversiteleri böldü

JAN29



Yaklaşık 40 üniversite ODTÜ’yü eleştiren bildiriler yayımlarken, bu üniversitelerin bazılarında görev yapan öğretim üyeleri ve okuyan öğrenciler, üniversite yönetimlerine tepki gösterdi

ODTÜ’deki olaylar üniversiteleri böldü
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’ye gelişini protesto etmek isteyen öğrencilere yönelik polis müdahalesi ve yaşanan çatışmalarla başlayan tartışmalar, YÖK’ün ODTÜ ile ilgili başlattığı soruşturma ve üniversitelerin bildirileri ile boyutlandı. 40’a yakın üniversite ODTÜ’yü hedef alan bildiriler yayımlarken, bu üniversitelerin bazılarında, öğretim üyeleri ve öğrenciler, üniversite yönetimlerine tepki gösterdi. ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği’nden de üniversitelerin özerkliğini savunan açıklama geldi.
40 üniversiteden tepki
Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’de Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılış töreninde kendisini protesto eden öğrenci ve öğretim üyelerine yönelik açıklamalarının ardından, ODTÜ Rektörlüğü “öğrencilerin arkasında olduğunu” belirten bir bildiri yayımlamıştı.
ODTÜ Rektörlüğü’ne, dün akşam saatleri itibariyle 40’a yakın üniversiteden “karşı bildiri” geldi. Üniversite rektörleri ya da senatolarından yapılan açıklamalarda, ODTÜ’de yaşanan olaylar kınanırken, olayların sonrasında yaşanan gelişmelerde ODTÜ Rektörü ve öğretim üyeleri suçlandı.
Marmara, Yıldız Teknik, İstanbul Teknik, İstanbul, GalatasarayMimar Sinan, Hacettepe gibi köklü üniversitelerle Recep Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan üniversiteleri gibi yeni üniversiteler de bildirilere imza attı. Marmara, Yıldız Teknik, İstanbul, İTÜ, Galatasaray ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar üniversitelerinin öğretim üyeleri ise yaptıkları ortak açıklamayla, kendi üniversitelerinin rektörlüklerinden yapılan ve olayları kınayan bildiriyi reddediklerini ve ODTÜ’yü desteklediklerini açıkladı.
Üniversiteler ve öğretim üyeleri arasındaki ayrışma, öğrencilere kadar uzandı. Birçok üniversitede öğrenci dernekleri, üniversite yönetimlerini kınadı.   YÖK’ün başlattığı soruşturma ise tartışmaları boyutlandırdı. YÖK’ün soruşturma sonunda ODTÜ Rektörü ya da öğretim üyelerini cezalandırması halinde, üniversiteler arasındaki ayrışmanın derinleşmesinden endişe ediliyor.
YÖK Kanununa göre, Denetleme Kurulu’nun, “Öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükün, huzur ve çalışma düzenini bozan boykot, işgal, engelleme, bunları teşvik ve tahrik, anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar”ı soruşturma yetkisi bulunmuyor.
Kanunda, bu hallerde kovuşturmayı Cumhuriyet Savcısının doğrudan yapacağı belirtiliyor. Ancak YÖK’ün incelemenin ardından, olaylara karışan öğrencileri ve öğretim üyelerini hatta rektörü savcılığa şikayet edebilecekleri ifade ediliyor.
 
18 Aralık’ta Başbakan Erdoğan’ın Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılışı törenine katılmak için geldiği ODTÜ’de öğrenciler protesto gösterileri düzenlemişti.

ODTÜ derneği cevap verdi
ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Ali Gökmen, üniversitelerden gelen kınama mesajlarına, “Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden ‘resmi’ görüş doğrultusunda ODTÜ’ye karşı bir tavır alındı. Ama bu açıklamaların hiçbirinde gerçekler yansıtılmadığı için bunun yaşaması mümkün değil, önemli değil” diye yanıt verdi.
 

‘Büyüyen Türkiye’nin küçülen zihniyeti’
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: Büyüyen Türkiye’nin küçülen zihniyetidir ODTÜ’de olanlar. Bu gelişen Türkiye’ye yakışmayan yanlardır. ODTÜ gibi son derece teknik bir üniversitede tekniğe ve o üsluba yakışmayan olaylar cereyan etti. Buranın mazur ve makul görülebilme ihtimali yoktur. Demokratikleşen ülkede herkesin farklı fikiri olacak. Bu bir renkliliktir. Ama bunu anlatma şeklinin, bu üslubun bir üniversite öğrencisine, akademisyen çevreye, hele hele böyle seçkin bir üniversiteye yakışmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
 
‘Keşke üniversite kendisi soruştursaydı’
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer: ODTÜ’deki hadiseleri, sadece öğrenci hadisesi olarak görmek bence eksik. Orada olup bitenlerin aslında demokratik bir tepki göstermenin çok dışına taştığını tespit etmek lazım. Gösteri yapan arkadaşların ortaya koyduğu davranışlar demokratik bir tepki değil. Gönlümüz isterdi ki, üniversite yönetimi kendi dirayetini ve inisiyatifini ortaya koysun, güvenlik tedbirlerini alsın. Orada çok önemli bir faaliyet yapılırken herhangi bir tatsızlık ortaya çıkmasın. Ama gördüm ki üniversite yönetimi inisiyatifini kullanamadı ve dirayet gösteremedi.
 
Erdemir: ODTÜ’ye sahip çıkacağız
CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir: Bugün kabinede 2 ODTÜ’lü bakan var. ODTÜ’lü milletvekilleri var. İyi ki bu hocalar, bu öğrencileri böyle yetiştirmiş. ODTÜ’de hem yetkin öğrenciler hem de farklı dünya görüşlerinden öğrenciler var. Gerek CHP’nin gerek Ak Parti’nin başarısında ODTÜ’den yetiştirmiş öğrenciler var. Biz gerektiğinde hocalarını da sorgulayan eleştiren öğrenciler yetiştirmeyi amaçladık. Bunda da başarılı olduk. İyi ki ODTÜ var. ODTÜ var olduğu sürece Türkiye için hâlâ umut var. ODTÜ bizim ailemiz ve her ailede olduğu gibi sahip çıkacağız.
‘Üniversiteler AKP’nin savunucuları haline geldi’
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural:  Üniversiteler adeta AKP’nin icraatının savunucuları haline gelmiş. Türkiye’nin birçok hayati öneme sahip konularında dut yemiş bülbüle dönen üniversiteler, konu Başbakan’la ilgili olunca feveran etmeye başladılar. Bu üniversiteler 4+4+4’te neredeydi? Neredeydi bu cüppeliler? Bilimsel özerkliği ortadan kaldıran yasa çıktığında ey şanlı üniversite rektörleri, neredeydiniz? Anadilde eğitim tartışmalarında neredeydiniz? Gıkınız çıkmaz tabii. Oysa üniversitelerin açıklamalarının ana noktası, Hükümet icraatları olmuş. Başka bir şey yok.
Kocaeli’nde 10 gözaltı
Kocaeli Üniversitesi’nde bir grup öğrenci, yeni Yükseköğretim Kurulu (YÖK) yasa tasarısı ile ODTÜ’de çıkan olayları protesto etti. Eylem sırasında çıkan olaylarda 10 öğrenci gözaltına alındı.
48 saatlik işgal!
ODTÜ’lü öğrenciler, dün 18 Aralık’taki Başbakan Recep tayyip Erdoğan’a yönelik protestonun ardından çıkan olaylara, Erdoğan ve bakanların olayların ardından yaptığı açıklamalara ve bazı üniversitelerin yayımladığı “kınama” bildirilerine karşı bir “işgal” eylemi başlattı. ODTÜ Hazırlık Binası önünde toplanan öğrenciler, daha önce öğretim üyelerinin “boykot” yaptıkları U3 amfisine yürüdükten sonra basın açıklaması yaptı.
Daha sonra öğrenciler, öğretim üyeleri ve mezunlar 48 saat boyunca kalacakları U3 amfisinin girişine “ODTÜ ayakta, AKP’ye direniyor” pankartı astı. Amfide 2 gün boyunca yapılacak etkinlikler arasında, “Neden U3’teyiz?”, “Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nı ve üniversiteyi tartışıyoruz”, “CERN ve bir evren bulmacası” panelleri, Uludere olayı ile ilgili “Ağlama Anne Güzel Yerdeyim” film gösterimi, pankart, döviz ve karikatür atölyeleri yer alıyor. Bugün devam edecek etkinliklerde gazeteci-yazar Can Dündar da öğrencilerle bir araya gelecek.
ANKARA Milliyetng>
 />  

Eleştiri bildirileri
Dün de çeşitli üniversitelerden ve üniversite senatolarından ODTÜ’deki olaylarla ilgili açıklamalar geldi.
-  Trakya Üniversiteler Birliği: Üniversitelerin bir kısım öğrencilerin şiddet eylemlerine sahne olması, demokrasi, fikir özgürlüğü ve demokratik tepki adına üzüntü ve kaygı vericidir.
-  Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi: Şiddet içeren eylemlerin, yasa dışı gösterilerin öğrencilerle anılması çok üzücüdür.
-  Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü: Gençlerimizin başkalarının özgürlüklerine müdahale anlamına gelen eylemlerde yer almasını kınıyor, bu tür eylemleri asla doğru bulmuyoruz.
-  Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas: Milletimiz ve ülkemiz açısından son derece önemli olan bilimsel bir çalışmayı olumsuz bir ortama sürüklemiştir.
-  Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörlüğü: Türkiye’nin darbeci geçmişiyle yüzleşme cesaretini gösterdiği bir dönemde bu tür olayların yeniden yaşanması manidardır.
-  Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnanç: Göktürk-2’nin uzaya fırlatılışını büyük bir heyecan ve gururla beklerken, ODTÜ’deki olaylar bu haklı gururu yaşamayı gölgede bırakmıştır.
-  Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Senatosu: İlk milli keşif uydusunun uzaya fırlatılmasını provokasyonlarla farklı amaçlara alet etmeye çalışmak kabul edilemez.
-  Atatürk Üniversitesi Senatosu: Bu davranışları illegal örgütlerin eskiden beri devam ettirdikleri maksatlı tavırları olarak görüyoruz.
-  Uşak Üniversitesi Senatosu: ODTÜ yerleşkesinde yaşanan şiddet olayları ve kamu malına zarar verilmesi kabul edilemez.

continue reading

Bahçeli'den okyanus ötesine mesaj

JAN29


Bahçeli'den okyanus ötesine mesaj

MHP 10'uncu Olağan Büyük Kongresi'nde Devlet Bahçeli 725 oyla yeniden genel başkan seçildi.

MHP 10'uncu Olağan Büyük Kongresi'nde Devlet Bahçeli, yeniden genel başkan seçildi. Bahçeli, oy kullanan 1220 delegenin 725'inin oyunu aldı. Kurultayda diğer genel başkan adaylarından Koray Aydın 441, Dursun Dervişoğlu 48 oy aldı. Sonuçların açıklanmasıyla salonda "Başbakan Bahçeli" sloganları yükseldi. Kurultayda kayıtlı 1240 delegeden 1220'si oy kullanırken, 6 oy geçersiz sayıldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan’ın 2071 hedefinde Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur” dedi.

Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu’ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı’nda, AK Parti kongresini anımsatarak, ”Az kalsın PKK ve İmralı canisiyle gurur duyduklarını ilan edecekti. Onların gururu Mehmetçiğin kanını akıtan peşmergedir, bizim gururumuz sizlersiniz” dedi.


”AKP, teröristlerle onur kazansın, bize şehit analarının varlığı yeter. AKP, Oslo’da düşmanla masaya otursun, biz sizlerle olalım yeter” ifadelerini kullanan Bahçeli, AK Parti’nin, MHP’nin ”2023 projesini taklit ettiğini ve tüm uyarılarına rağmen bundan vazgeçmediğini” savundu.

Başbakanın 2071 hedefinin tamamen aldatmaca olduğunu ve asıl manasından uzak kaldığını öne süren Bahçeli, ”Bu gidişle Malazgirt Zaferi’nin bininci yıl dönümünde Anadolu’da Türk milleti kalmayacaktır. Başbakanın 2071 hedefinde Türk milleti yoktur. Başbakanın 2071 hedefinde Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur” diye konuştu.

Düşüncelerinden ayrılmadan, ”okyanus ötesine tutunmadan” Türk milletinin iktidarını kuracaklarını mutlaka ispatlayacaklarını belirten Bahçeli, ”Ülkücü Cumhurbaşkanı, ülkücü Başbakan, ülkücü Meclis Başkanının aynı anda bulunması ve eşgüdüm halinde çalışması hayal değildir” dedi.

MHP 10. Olağan Büyük Kongresi'nde konuşan Devlet Bahçeli, Ak Parti'nin son olağan kongresinde konuşma yapan Barzani kürsüye çıkarken yapılan 'Türkiye seninle gurur duyuyor' tezahüratlarını hatırlatarak; "Başbakan Erdoğan ve partisinden en bariz farkımız işte budur: AKP teröristlerle onur kazansın, bize şehit analarımızın varlığı yeter. AKP canileri alkışlasın, bize sizlerin duaları yeter" diye konuştu.
Bahçeli, bugün gelinen noktanın haklılıklarını ortaya çıkardığını söyleyerek; "Biz yıllardan beriAKP'ye Türk milletinin kimliğiyle oynamayın sonuçları vahim olur dedik, haklı çıktık. Türk milletinin kardeşliğini harap edecek plan, proje ve yaklaşımlardan uzak durun dedik, haklı çıktık. Yıkım projesinden vazgeçin, Türk milletinin 36 parçaya ayırma izansızlığından uzak durun yoksa birlikte yaşama ruhu zedelenecek dedik, haklı çıktık. Sözde Kürt sorununu tanımadan uzaklaşın dedik, haklı çıktık. Anadilde eğitime sıcak bakmayın, devlet eliyle mahalli dillere kucak açmayın, alt kültürleri tanıma şuursuzluğunu bırakın yoksa bölücülükle baş edemezsiniz dedik, haklı çıktık. Bebek katiliyle pazarlık yapıyorsunuz, bizimle şeref polemiğine girmeyin altında kalırsınız dedik, haklı çıktık. İmralı canisiyle görüşmeyin, müebbet hapis cezası almış terör kuklasını muhatap almayın aksi halde İmralı'yı siyasallaştırır ve örgütü yönetmesini kolaylaştırırsınız dedik, haklı çıktık. Barzani'ye güvenmeyin kediye ciğer emanet etmeyin, Türkmenlerin hakkını koruyun dedik, haklı çıktık. Dersim isyanını alkışlamayın, isyancıları kutsamayın, tarihimize ve millet vicdanına hakaret etmiş olursunuz dedik, haklı çıktık. AKP'ye ne dediysek haklı çıktık. Kim partimize baston, vagon diyorsa küstahlığın, ahlaksızlığın dibine batmıştır. Kim partimizi bazen AKP'yle bazenCHP'yle aynı kalıba sokuyorsa haysiyet fukaralığının çukuruna düşmüştür. Kim AKP-CHP-BDP-PKK'dan oluşan bölücülük kartelinin içine bizi sıkıştırmaya çalışıyorsa aklını kaybetmiş, vicdanını esir bırakmıştır" diye konuştu.

BAHÇELİ'DEN "UNUTMADIK" VURGUSU
Partisinin pasif kaldığı ve hesap sormadığı eleştirilerine de yanıt veren Bahçeli sert mesajlar vererek şöyle konuştu; "Biz partimize tabela partisi, kandan geçinenler, yavru muhalefet, şehit istismarcıları diyen sahteliği, ucuzluğu ve hamaset bezirganlarını unutmuş değiliz. Biz bürokraside yaşanan milliyetçi memur kıyımını, tayinleri, görevden almaları, haksız disiplin cezalarını unutmuş değiliz. Biz ahlaksız ve çirkin yöntemleriyle partimizibaraj altına çekmeye çalışan aşağılık komploları, azmettiricilerini ve ortaklarını hiç unutmuş değiliz. Biz Türkiye'nin bölünmesine razı edebilmek için MHP üzerinden süren operasyonları unutmuş değiliz. Biz telefon dinlemelerini, sınav rezaletlerini, özel hayatı ihlal eden izlemeleri, içeriye atılan yazarları, gazetecileri, askerleri buna ilave olarakkitap toplatma kumpaslarını unutmuş değiliz. Biz köşelerine dedikodu yazarlığı yapanları, okyanus ötesi vesayetinde bulunanları, kötü adamları ve asılsız ithamlarını, itibarımızı ve güvenirliğimizi sıfıra indirmeye çalışan şerefsizlikleri de unutmuş değiliz.Bunları unuttuğumuzu ağzına dolayanlar kimlerin ipine tutunduklarını görmeli ve biraz insafları varsa bunu da itiraf etmeleridirler. Unutmadığımız ne varsa sürekli diri tuttuğumuz öfkemizle birleştirip 3 hilal ve ülkücüler üzerinden kötülük planlayanların yakalarından tutup birer birer yaptıklarının bedelini yargı önünde ödeteceğiz. Bizim Türk milletine yan bakan herkesle hesabımız vardır."
"KÜRT SORUNU YOKTUR"
Devlet Bahçeli, konuşmasında terör konusuna da geniş yer ayırdı. Bahçeli, Türkiye'de Kürt sorununun olmadığını söyleyerek, 'anadilde eğitim, savunma hakkı, özerklik, federasyon gibi söylemlerin emperyalistler tarafından binlerce yıldır birlikte yaşayanları bölmeye yönelik çabaları' olarak nitelendirdi. Kürtlerin bu ülkede bir azınlık olmadığını belirten Bahçeli, Kürtleri Türk milletinin asli ve temel unsuru olduğunu savundu. Türk milletinin mozaik olmadığını söyleyen Bahçeli, AKP ve CHP'nin bu asılsız sorunun ardına takıldığını savundu. Bahçeli, sürecin böyle devam etmesi durumunda Türkiye'nin bölünmeye gideceğini iddia ederek, şu anda buna karşı duran tek gücün MHP olduğunu savundu. Ülkücü Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı'nın hayal olmadığını vurgulayan Bahçeli, herkes kendilerine karşı olsa da mücadeleye devam edeceklerini ve bu mücadeleden başarıyla çıkacaklarını dile getirdi.

continue reading