Türkiye Ligi'ni değerlendiren Fenerbahçeli futbolcu, "Dört Büyükler diyebiliyoruz ama şampiyonluk yarışına bir bakıyoruz ki; sadece iki takım kalmış her sene olduğu gibi…" dedi.
30 Ekim 2012 | 17:26
Fenerbahçe Dergisi'nin son sayısına konuk olan Caner Erkin, Süper Lig, Fenerbahçe ve Milli Takım'a kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.
Caner'in açıklamaları şu şekilde:
"Rusya’da daha fazla takım şampiyonluğa oynuyor. Bizde ise böyle değil. "Dört Büyükler" diyebiliyoruz ama şampiyonluk yarışına bir bakıyoruz ki; sadece iki takım kalmış her sene olduğu gibi…"
"Diğer kulüplerde daha gençtim, yaşım daha küçüktü. Buraya geldiğimde olgunluk dönemimde geldim. Tabii, takımdaki tecrübeli futbolcularla daha da olgunlaşarak ilerledim. Bu benim futboluma da, takımıma da yansıyor."
"Herkes oturabilir ya da oynayabilir. Biz bir takımız. Oynamamak, benim futboluma olumsuz bir etki yapmıyor, tam tersi daha da çok hırslandırıyor. Üst üste 5-10-15 maç oynarsam, bu da çok olumlu etki yapar tabii ki."
"Fenerbahçe böyle bir futbol oynamıyordu. Mönchengladbach ve Beşiktaş maçlarında şunu oturtmaya başladık: Top rakipteyken iyi oynadık ve istediğimiz pozisyonlara girdik. Bunun sonucunda da galibiyetler aldık. Kapasitemizi arttıracağız, koştuğumuz mesafeyi de… Bu mesafenin üstüne çıkarsak daha da iyi olacak. İyi oyunculardan kurulu bir takımız, top bizdeyken zaten iyiyiz. Top rakipteyken oynadığımız oyunla fark var: Hem baskı yapan, hem gol pozisyonuna giren ve sonuç alan bir Fenerbahçe. Hocamızla bütün antrenmanlarda bu sistemi oturtmaya çalışıyoruz. Bunu gerçekleştirdiğimizde herkes çok farklı bir Fenerbahçe izleyecek. 04: Önde baskı kurduğumuzda ben de zaten hırslı, önde basmasını seven, maçı kopartmasını ve risk almasını seven bir futbolcu olduğum için tabiî ki böyle oynamamız benim için bir avantaj. Çünkü sevdiğim futbol tarzı bu."
"Ben her yerde, buna Avrupa Ligi de dahil, sonuna kadar gidebileceğimizi düşünüyorum ve buna inanıyorum. Gerek Lig’de, gerek Türkiye Kupası’nda gerekse de Avrupa’da iyi işler yapacağımıza inanıyorum. Kaliteli bir kadromuz var. Konsantre olup, top rakipteyken iyi oynarsak ve beraber oynarsak, kaliteli oyunculardan kurulu bu takımın çok sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum."
"Fenerbahçe düzeyindeki bir futbolcu, sahaya çıktığında elinden gelen her şeyi yapacaktır hatta sakat olan oyuncudan da daha iyisini yapacaktır. Sakatlık, Fenerbahçe için bir bahane olamaz…"
"Fenerbahçeli Caner Erkin olarak futbolu bırakmak istiyorum. Uzun seneler bu kulübe hizmet etmek istiyorum. Şu an da ileriye dönük çok bir planım yok. Sadece şampiyonluğu, bu sezon da UEFA Kupası’nda çok iyi yerlere gelmeyi ve Türkiye Kupası’nı bir kez daha kazanmak istiyorum."
"8 senedir hep Alex de Souza’nın oyun anlayışına ait bir takım çıkartılıyordu. Nitekim Alex, bir gün futbolu bırakacaktı. Belki birden böyle ayrılması bazı taraftarlarımızı üzdü. Bazıları olumlu karşılarken, bazıları karşılamadı. Bu konuda bizim bir şey dememiz yanlış olur. Çünkü karar mercii, burada Hocamızdır. Saygı duymak gerekir, Alex’in de saygı duyması gerekir. Onun da saygı duyduğuna inanıyorum. Bu, bir başlangıç oldu."
"Ben, neyin ne olduğunu bilen bir bireyim. Normalde hırslı biriyimdir. En basitinden, play-station oynarken bile sinirli ve hırslı biriyim. Kaybettiğimde bırakmak istemem, kazanmak isterim. Sahadaki oyun anlayışım tabii dışarıya da yansıyor. Ama bazı şeyleri eve yansıtmamaya çalışıyorum. Sonuçta eşim ve oğlum var. Ben üzüldüğümde onlar da üzülüyor. Sonuçta surat ifademden de anlaşılıyor. Ancak oğlum daha küçük ve onun yanında pek sinirlenmemeye, dışarıdaki stresimi eve getirmemeye çalışıyorum ki o da bunlardan kötü olarak etkilenmesin."
"Hocamız Abdullah Avcı’ya yüklenmenin ne Türk futboluna ne de bizlere bir katkısı olacaktır. İngiltere ya da İspanya Ligi’ne bakıldığında; bir hocanın 10 ya da 15 yıl takımın başında kaldığı görüyoruz. Onlar üst üste 15 sene şampiyon mu oldular? Hayır, tabii ki olmadılar ama takımlarına güveniyorlar. Bizim de hocalara ve oyunculara güvenmemiz gerek diye düşünüyorum."
Caner'in açıklamaları şu şekilde:
"Rusya’da daha fazla takım şampiyonluğa oynuyor. Bizde ise böyle değil. "Dört Büyükler" diyebiliyoruz ama şampiyonluk yarışına bir bakıyoruz ki; sadece iki takım kalmış her sene olduğu gibi…"
"Diğer kulüplerde daha gençtim, yaşım daha küçüktü. Buraya geldiğimde olgunluk dönemimde geldim. Tabii, takımdaki tecrübeli futbolcularla daha da olgunlaşarak ilerledim. Bu benim futboluma da, takımıma da yansıyor."
"Herkes oturabilir ya da oynayabilir. Biz bir takımız. Oynamamak, benim futboluma olumsuz bir etki yapmıyor, tam tersi daha da çok hırslandırıyor. Üst üste 5-10-15 maç oynarsam, bu da çok olumlu etki yapar tabii ki."
"Fenerbahçe böyle bir futbol oynamıyordu. Mönchengladbach ve Beşiktaş maçlarında şunu oturtmaya başladık: Top rakipteyken iyi oynadık ve istediğimiz pozisyonlara girdik. Bunun sonucunda da galibiyetler aldık. Kapasitemizi arttıracağız, koştuğumuz mesafeyi de… Bu mesafenin üstüne çıkarsak daha da iyi olacak. İyi oyunculardan kurulu bir takımız, top bizdeyken zaten iyiyiz. Top rakipteyken oynadığımız oyunla fark var: Hem baskı yapan, hem gol pozisyonuna giren ve sonuç alan bir Fenerbahçe. Hocamızla bütün antrenmanlarda bu sistemi oturtmaya çalışıyoruz. Bunu gerçekleştirdiğimizde herkes çok farklı bir Fenerbahçe izleyecek. 04: Önde baskı kurduğumuzda ben de zaten hırslı, önde basmasını seven, maçı kopartmasını ve risk almasını seven bir futbolcu olduğum için tabiî ki böyle oynamamız benim için bir avantaj. Çünkü sevdiğim futbol tarzı bu."
"Ben her yerde, buna Avrupa Ligi de dahil, sonuna kadar gidebileceğimizi düşünüyorum ve buna inanıyorum. Gerek Lig’de, gerek Türkiye Kupası’nda gerekse de Avrupa’da iyi işler yapacağımıza inanıyorum. Kaliteli bir kadromuz var. Konsantre olup, top rakipteyken iyi oynarsak ve beraber oynarsak, kaliteli oyunculardan kurulu bu takımın çok sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum."
"Fenerbahçe düzeyindeki bir futbolcu, sahaya çıktığında elinden gelen her şeyi yapacaktır hatta sakat olan oyuncudan da daha iyisini yapacaktır. Sakatlık, Fenerbahçe için bir bahane olamaz…"
"Fenerbahçeli Caner Erkin olarak futbolu bırakmak istiyorum. Uzun seneler bu kulübe hizmet etmek istiyorum. Şu an da ileriye dönük çok bir planım yok. Sadece şampiyonluğu, bu sezon da UEFA Kupası’nda çok iyi yerlere gelmeyi ve Türkiye Kupası’nı bir kez daha kazanmak istiyorum."
"8 senedir hep Alex de Souza’nın oyun anlayışına ait bir takım çıkartılıyordu. Nitekim Alex, bir gün futbolu bırakacaktı. Belki birden böyle ayrılması bazı taraftarlarımızı üzdü. Bazıları olumlu karşılarken, bazıları karşılamadı. Bu konuda bizim bir şey dememiz yanlış olur. Çünkü karar mercii, burada Hocamızdır. Saygı duymak gerekir, Alex’in de saygı duyması gerekir. Onun da saygı duyduğuna inanıyorum. Bu, bir başlangıç oldu."
"Ben, neyin ne olduğunu bilen bir bireyim. Normalde hırslı biriyimdir. En basitinden, play-station oynarken bile sinirli ve hırslı biriyim. Kaybettiğimde bırakmak istemem, kazanmak isterim. Sahadaki oyun anlayışım tabii dışarıya da yansıyor. Ama bazı şeyleri eve yansıtmamaya çalışıyorum. Sonuçta eşim ve oğlum var. Ben üzüldüğümde onlar da üzülüyor. Sonuçta surat ifademden de anlaşılıyor. Ancak oğlum daha küçük ve onun yanında pek sinirlenmemeye, dışarıdaki stresimi eve getirmemeye çalışıyorum ki o da bunlardan kötü olarak etkilenmesin."
"Hocamız Abdullah Avcı’ya yüklenmenin ne Türk futboluna ne de bizlere bir katkısı olacaktır. İngiltere ya da İspanya Ligi’ne bakıldığında; bir hocanın 10 ya da 15 yıl takımın başında kaldığı görüyoruz. Onlar üst üste 15 sene şampiyon mu oldular? Hayır, tabii ki olmadılar ama takımlarına güveniyorlar. Bizim de hocalara ve oyunculara güvenmemiz gerek diye düşünüyorum."
0 yorum:
Yorum Gönder