30 Ekim 2012 - 12:05
- Milliyet.com.tr »
- Siyaset»
- Haber
Erdoğan 29 Ekim olaylarıyla ilgili konuştu
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde 29 Ekim Cumhuriyet bayramı yürüyüşleri vardı. Erdoğan hem CHP'ye hem de "Öcalan'ı kutsamak serbest, Cumhuriyet'i kutlamak yasak" diye yazı yazan Fatih Altaylı'ya sert sözler söyledi.
İHA
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Cumhuriyeti cumhurdan kurtarıp kendi tekellerine almak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz. Milletten seçim sandığında alamadığı yetkiyi sokakları terörize ederek gasp etmek isteyenler bugüne kadar daima hüsrana uğramışlardır, bundan sonra da hüsrana uğramaya devam edecekler” dedi.
BARİKATI KALDIRIN TALİMATINI KİM VERDİ?
Başbakan Erdoğan, Almanya ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, barikatların Köşk tarafından mı kaldırıldığı sorusuna 'Böyle bir talimat verdiğini sanmıyorum. Bu ülkeyi çift başlı sistemle yönetmiyoruz' dedi.
"CUMHURBAŞKANI DA BÖYLE BİR TALİMAT VERMEMİŞTİR"
Benim o barikatların kaldırılmasıyla ilgili talimatım olmadı. Cumhurbaşkanının talimat verip vermediği konusunda bilgim yok. Ama böyle bir talimat vermiş olacağını düşünmüyorum. Bu zamana kadar bu devleti çift başlı bir yapıyla yönetmedik. Bir Başbakan olarak benim ve Cumhurbaşkanının görevi bellidir.
İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASI
”Cumhuriyetin bu noktadaki korunmasının cumhura ait olduğunu CHP öğrenmediği sürece sürünmeye devam edecektir. Terör örgütü Türkiye’yi silahla, kan dökerek, baskı ve zulümle bölmenin peşinde. Bunlar, laiklik adına bölücülük yapıyorlardı, bugün de Cumhuriyetçilik maskesi altında ayrımcılık yapıyor” dedi.
CUMHURİYET CUMHURUNDUR
Cumhuriyet cumhurundur, halkındır. Herkesindir. Cumhuriyeti herkesin olmaktan çıkarıp kendilerine ait bir sembol olmasını isteyenler cumhuriyeti kendilerine ait bir imtiyaz yönetimi isteyenlerdir. Bu kesimler vesayet ve diktatörlük özlemi içinde olanlardır. İnönü dönemi adı cumhuriyet olan ancak otorite bir dönemdir.
Bu kesimler cumhuriyetin değil kendi menfaat düzenlerinin yıkılmasından telaşa düşenlerdir.
ESKİ MECLİS'İN BAHÇESİNE CEBREN GİRMEK CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMAK DEĞİLDİR
Kalkıp Ulus’ta eski Meclis binasının bahçesine cebren ve hile ile girmek eski cumhuriyete sahip çıkmak değildir. TBMM’nin o ilk toplantısındaki manevi havayı hazzetmekten yaşamaktan bugünkü CHP’nin yakından uzaktan ilgi ve alakası yoktur.
İLLEGAL ÖRGÜTLERİN PEŞİNE TAKILIP SOKAĞI TERÖRİZE ETTİN
Cumhuriyet kutlamaları bugüne kadar milletle devletle hipodromda birlikte yapılmıştır. Biz de teşkilatımıza talimatı vermişizdir. 29 Ekim öncesi Kılıçdaroğlu’na ben de aynı çağrıyı yaptım. Orada hem millet vardı hem de devlet vardı. Ama sen devlete rağmen illegal örgütlerin peşine takılarak sokağı terörize ettin.
Ve bu toplantı CHP’nin talebiyle yapılmış bir toplantı değildir. Ankara’da toplantı yapılabilecek 8 yer vardır. Neden buralarda yapmıyorsun? Niçin vatandaşlara da buraları zehir ediyorsun. Demokrasi aynı zamanda bir kurallar manzumesinin işletildiği bir sistemdir. Siz her yeri kendiniz için terörize etme hakkına sahip değilsiniz.
CHP KAFASI
CHP İstanbul İl Başkanı subaylara “Sizin korumanız gereken cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz” diyor. İşte anlatmaya çalıştığım CHP kafası tam da bu kafadır.
Dün “Ordu göreve” pankartı açanlar bugün aynı ordusunu subaylarına hakaret etmekten sakınca duymuyorlar. Bunlar orduyu da yargıyı da milletsiz iktidar araçlarına ulaşmak için kullanacakları araçlar olarak görüyorlar. Cumhuriyet egemen güçlerin değil cumhurundur yani halkındır.
Cumhuriyet cumhurundur, halkındır. Herkesindir. Cumhuriyeti herkesin olmaktan çıkarıp kendilerine ait bir sembol olmasını isteyenler cumhuriyeti kendilerine ait bir imtiyaz yönetimi isteyenlerdir. Bu kesimler vesayet ve diktatörlük özlemi içinde olanlardır. İnönü dönemi adı cumhuriyet olan ancak otorite bir dönemdir.
Bu kesimler cumhuriyetin değil kendi menfaat düzenlerinin yıkılmasından telaşa düşenlerdir.
ESKİ MECLİS'İN BAHÇESİNE CEBREN GİRMEK CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMAK DEĞİLDİR
Kalkıp Ulus’ta eski Meclis binasının bahçesine cebren ve hile ile girmek eski cumhuriyete sahip çıkmak değildir. TBMM’nin o ilk toplantısındaki manevi havayı hazzetmekten yaşamaktan bugünkü CHP’nin yakından uzaktan ilgi ve alakası yoktur.
İLLEGAL ÖRGÜTLERİN PEŞİNE TAKILIP SOKAĞI TERÖRİZE ETTİN
Cumhuriyet kutlamaları bugüne kadar milletle devletle hipodromda birlikte yapılmıştır. Biz de teşkilatımıza talimatı vermişizdir. 29 Ekim öncesi Kılıçdaroğlu’na ben de aynı çağrıyı yaptım. Orada hem millet vardı hem de devlet vardı. Ama sen devlete rağmen illegal örgütlerin peşine takılarak sokağı terörize ettin.
Ve bu toplantı CHP’nin talebiyle yapılmış bir toplantı değildir. Ankara’da toplantı yapılabilecek 8 yer vardır. Neden buralarda yapmıyorsun? Niçin vatandaşlara da buraları zehir ediyorsun. Demokrasi aynı zamanda bir kurallar manzumesinin işletildiği bir sistemdir. Siz her yeri kendiniz için terörize etme hakkına sahip değilsiniz.
CHP KAFASI
CHP İstanbul İl Başkanı subaylara “Sizin korumanız gereken cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz” diyor. İşte anlatmaya çalıştığım CHP kafası tam da bu kafadır.
Dün “Ordu göreve” pankartı açanlar bugün aynı ordusunu subaylarına hakaret etmekten sakınca duymuyorlar. Bunlar orduyu da yargıyı da milletsiz iktidar araçlarına ulaşmak için kullanacakları araçlar olarak görüyorlar. Cumhuriyet egemen güçlerin değil cumhurundur yani halkındır.
Bu cumhur bu cumhuriyeti asla onlara teslim etmedi, evelallah etmeyecek. Biz Türkiye’de cumhuru cumhuriyetle buluşturan partiyiz. Cumhuriyeti elitlerin eline, kifayetsiz muhterislerin tasallutuna teslim etmedik etmeyeceğiz. Milletten seçim sandığında alamadıkları yetkiyi sokakları terörize ederek gasp etmek isteyenler bugüne kadar hüsrana uğramışlardır bundan sonra da uğrayamaya devam edeceklerdir.
Ana muhalefet partisi genel başkanının sorumlu olmaya çağırıyorum. Şekeri elinden alınmış ilkokul çocuğu hırçınlığı ile siyaset yapılmaz. Cumhuriyet Bayramı’nın Ulus Meydanı’nda değil de Hipodromda kutlamanın CHP’liler için nasıl bir zorluğu vardı acaba?
“YAZIKLAR OLSUN”
Bazı köşe yazarlarına da hayret ediyorum. “Ne olur sanki serbest bırakılsaydı. Apo’nun posterine müsaade ediliyor da Atatürk posterine, Türk bayrağına neden müsaade edilmiyor” diyorlar. Yazıklar olsun size. Bu nasıl köşe yazarlığıdır, bu nasıl haddini bilmezliktir. Bugün güvenlik görevlerimizin bölücü başı ve terör örgütünün paçavralarının asılmaması yönünde mücadeleyi görmeyip de bunu nasıl söyleyebiliyorsunuz.
Cumhuriyetin cumhura ait olduğu gerçeğini öğrenmediği sürece CHP sürünmeye devam edecektir. Bunlar dün laiklik adına yapıyordu bugün de cumhuriyetçilik adına ayrımcılık yapıyorlar.
“BUNLARIN KİLOSU BELLİ”
Bunlar son seçimde BDP ile anlaşma yaptılar Hakkari’de bir tane bile Türk Bayrağını açamadılar. Ulus’ta Türk Bayrağı ile dolaşmak kolay. Hakkari’de niye Türk Bayrağı ile dolaşamadın. Bunların kilosu belli. Biz cumhuriyete olan bağlılığımız sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz Türkiye’yi 2071 yılına hazırlamayı düşünüyoruz onlar Türkiye’yi 89 yıl geriye götürmeye çalışıyorlar.
Ana muhalefet partisi genel başkanının sorumlu olmaya çağırıyorum. Şekeri elinden alınmış ilkokul çocuğu hırçınlığı ile siyaset yapılmaz. Cumhuriyet Bayramı’nın Ulus Meydanı’nda değil de Hipodromda kutlamanın CHP’liler için nasıl bir zorluğu vardı acaba?
“YAZIKLAR OLSUN”
Bazı köşe yazarlarına da hayret ediyorum. “Ne olur sanki serbest bırakılsaydı. Apo’nun posterine müsaade ediliyor da Atatürk posterine, Türk bayrağına neden müsaade edilmiyor” diyorlar. Yazıklar olsun size. Bu nasıl köşe yazarlığıdır, bu nasıl haddini bilmezliktir. Bugün güvenlik görevlerimizin bölücü başı ve terör örgütünün paçavralarının asılmaması yönünde mücadeleyi görmeyip de bunu nasıl söyleyebiliyorsunuz.
Cumhuriyetin cumhura ait olduğu gerçeğini öğrenmediği sürece CHP sürünmeye devam edecektir. Bunlar dün laiklik adına yapıyordu bugün de cumhuriyetçilik adına ayrımcılık yapıyorlar.
“BUNLARIN KİLOSU BELLİ”
Bunlar son seçimde BDP ile anlaşma yaptılar Hakkari’de bir tane bile Türk Bayrağını açamadılar. Ulus’ta Türk Bayrağı ile dolaşmak kolay. Hakkari’de niye Türk Bayrağı ile dolaşamadın. Bunların kilosu belli. Biz cumhuriyete olan bağlılığımız sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz Türkiye’yi 2071 yılına hazırlamayı düşünüyoruz onlar Türkiye’yi 89 yıl geriye götürmeye çalışıyorlar.
Hepimiz aynı gemideyiz dün Ankara’da önceki gün Sinan Erdem Spor Salonu’nda yaşananlar Türkiye’ye zarar verir.
Engelli atlamada Kılıçdaroğlu çok başarılı. İki engel atladı. Tek özelliği var destekli atladı. Bununla övünebilir.
“SİNAN ERDEM’DEKİLER TERÖRİST HOLİGAN”
/>
Sinan Erdem’de yaşanan olayı biraz detaylandırmak isterim. Bu ilk defa olmuyor. Biz inşa ettiğimiz bu spor salonunda dünya basketbol şampiyonasını yaptık. Ve biz bu şampiyonanın kupa töreninde benzer durumu orada bir grup salonu olumsuz istikamette tahrik ederek bu tür bir çirkinliği yaptılar.
Tabi biz görevimizi ifa ettik. Kupaları verdik. Döndük. Ve dedik ki “Bunlar akıllanır herhalde.” Daha soran çok büyük paralar verilerek kadınlar tenis turnuvası için zemin hazırladık.
Orada da yine bakanlarımız kupaları vermek üzere salona indiklerinde yine belli bir grup, terörist holiganlar aynı şeyi yaptılar ve o çirkinlikle salonu tahrik ettiler. Aynı anda televizyonlar yüzü aşkın ülkede canlı yayında bunu veriyor.
Biz 2020 olimpiyatlarına açayız. Böyle seyircinin olduğu ülkeye olimpiyat verilir mi. Ve yaptığımız incelemelerde aynı zihniyeti görüyoruz. Dün Ulus’ta hangi zihniyet varsa Sinan Erdem’de aynı zihniyet vardı.
Biz bunlara rağmen bu mücadeleyi yürüttük ve yürüteceğiz.
Engelli atlamada Kılıçdaroğlu çok başarılı. İki engel atladı. Tek özelliği var destekli atladı. Bununla övünebilir.
“SİNAN ERDEM’DEKİLER TERÖRİST HOLİGAN”
/>
Sinan Erdem’de yaşanan olayı biraz detaylandırmak isterim. Bu ilk defa olmuyor. Biz inşa ettiğimiz bu spor salonunda dünya basketbol şampiyonasını yaptık. Ve biz bu şampiyonanın kupa töreninde benzer durumu orada bir grup salonu olumsuz istikamette tahrik ederek bu tür bir çirkinliği yaptılar.
Tabi biz görevimizi ifa ettik. Kupaları verdik. Döndük. Ve dedik ki “Bunlar akıllanır herhalde.” Daha soran çok büyük paralar verilerek kadınlar tenis turnuvası için zemin hazırladık.
Orada da yine bakanlarımız kupaları vermek üzere salona indiklerinde yine belli bir grup, terörist holiganlar aynı şeyi yaptılar ve o çirkinlikle salonu tahrik ettiler. Aynı anda televizyonlar yüzü aşkın ülkede canlı yayında bunu veriyor.
Biz 2020 olimpiyatlarına açayız. Böyle seyircinin olduğu ülkeye olimpiyat verilir mi. Ve yaptığımız incelemelerde aynı zihniyeti görüyoruz. Dün Ulus’ta hangi zihniyet varsa Sinan Erdem’de aynı zihniyet vardı.
Biz bunlara rağmen bu mücadeleyi yürüttük ve yürüteceğiz.
Terör örgütü yine taşeronluk görevlerini yerine getiriyorlar. Son olarak yine bir polisimiz şehit oldu. Ardından başlatılan operasyonda 8 terörist etkisiz hale getirildi. Sonra da 'operasyonlar dursun' deniyor. Sen benim polisimi hem de şehrin ortasında roketatarla şehit edeceksin sonra da operasyonlar dursun diyeceksin. Böyle mantık var mı? Bizim amacımız evlatlarımızın burnunun kanamayacağı bir huzur ortamı tesis etmek.
CEZAEVLERİNDE YAŞANANLAR
Cezaevinde buluna herkesin canı sağlığı onuru devlete emanettir. KCK’ya da değil terörörgütüne de değil, BDP’ye de değil. Geçmişte cezaevlerinde çok kötü olaylar yaşanmış olduğunu biliyoruz. Cezaevinde yatmış biri olarak bu duruma kayıtsız kalmam mümkün değil.
Öncelikle fiziki mekanları iyileştirdik. Tutuklu ve hükümlülerin insani şartlarda yaşamasına olanak sağladık. Adalet Bakanım gitti. Hepsi de herhangi bir taleplerinin olmadığını ifade etti. Anadilde görüşme yasağını bizzat benim genelgemle kaldırdık. Anadilde savunmayla ilgili çalışmayı da biz gündeme aldık.
İnancı gereği veya vejetaryenlik gibi gerekçelerle cezaevindeki mahkumları beslenmesiyle ilgili düzenlemeleri biz yaptık.
“KENDİLERİ KUZU KEBABI YİYORLAR İÇERİDEKİLERE ‘ÖLÜN’ DİYORLAR”
Açlık grevi yapanların gerekçelerinin esasının cezaevi koşullarıyla hiçbir ilgisi yok. Bunların hepsi istismar. İfade edilen talepler bölücü başına serbestlikle operasyonların durmasıyla ilgili.
Kızıltepe’de bir BDP milletvekilinin evinde kuzu kebabı yiyorsun, öte yandan cezaevindekilere 'ölün' diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Sizi istismar edenlere dikkat edin. Onlar kuzu kebabı yerken içeridekilere ölün diyorlar.
Eylem emri verenler kim, hepsi dışarıda olan ve konforlarını tehlikeye atmayan terör baronları. Siyasi partiye bakıyorsunuz hala İmralı’yı Kandil’i işaret ediyor.
Cezaevinde buluna herkesin canı sağlığı onuru devlete emanettir. KCK’ya da değil terörörgütüne de değil, BDP’ye de değil. Geçmişte cezaevlerinde çok kötü olaylar yaşanmış olduğunu biliyoruz. Cezaevinde yatmış biri olarak bu duruma kayıtsız kalmam mümkün değil.
Öncelikle fiziki mekanları iyileştirdik. Tutuklu ve hükümlülerin insani şartlarda yaşamasına olanak sağladık. Adalet Bakanım gitti. Hepsi de herhangi bir taleplerinin olmadığını ifade etti. Anadilde görüşme yasağını bizzat benim genelgemle kaldırdık. Anadilde savunmayla ilgili çalışmayı da biz gündeme aldık.
İnancı gereği veya vejetaryenlik gibi gerekçelerle cezaevindeki mahkumları beslenmesiyle ilgili düzenlemeleri biz yaptık.
“KENDİLERİ KUZU KEBABI YİYORLAR İÇERİDEKİLERE ‘ÖLÜN’ DİYORLAR”
Açlık grevi yapanların gerekçelerinin esasının cezaevi koşullarıyla hiçbir ilgisi yok. Bunların hepsi istismar. İfade edilen talepler bölücü başına serbestlikle operasyonların durmasıyla ilgili.
Kızıltepe’de bir BDP milletvekilinin evinde kuzu kebabı yiyorsun, öte yandan cezaevindekilere 'ölün' diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Sizi istismar edenlere dikkat edin. Onlar kuzu kebabı yerken içeridekilere ölün diyorlar.
Eylem emri verenler kim, hepsi dışarıda olan ve konforlarını tehlikeye atmayan terör baronları. Siyasi partiye bakıyorsunuz hala İmralı’yı Kandil’i işaret ediyor.
0 yorum:
Yorum Gönder